ANKARADA ÇÜMBÜŞ. GELENEĞİ.
Ankara’da FERFENE ile beraber bir birine yakın özellikler taşıyan. fakat Halkın büyük bir kısmına. Kapalı ve eski Ankara’da Büyük Bağ evlerinde yapılan içkili. Rakkaseli.sazlı sözlü. Söz atışmalı. Muhabbet geceleri.
ÇÜMBÜŞ yapılacak yerler şehir içinde ise Kalın duvarlı çok az ses geçiren büyükçe evler ve konaklarda. Bağlarda gözden ırak bağ evlerinde yapılır.
Ankara Müziğinin ve oyunlarının hakikisi Ankara Cümbüşünde yaşanmasıdır. ANKARA DA CÜMBÜŞ Bu bakımdan enteresan Bir konudur. Şüphesiz birçok müessese gibide Cümbüş Olayı tarihe karışmıştır. Türkiye Başkentinde Öz Ankara Müzik ve Raks Kültürü canlı ve umumi şekilde yaşamamaktadır.
Ankara Müziği denince gerçek yaşatan Hacettepeli.Ankaralı Seymenlerdir.
Cümbüş,Usullü,disiplinli,bir muhabbet,edep ve terbiye içinde yapıla gelen Bir. Eğlence İçkili,Kadınlı,Müzik ve raks alemidir. Bu Alemde Küçük Büyüğe saygı gösterir. Büyükte küçüğe riayet eder. Cümbüşte karşılıklı sevgi ve güven içerisinde devam eder. Efeler Bizzat Oynarlar. Eğlenirler,
ANKARA DELİKANLILARI VAKTİ İLE İKİYE AYRILMIŞLARDI Aşağı yüz efeleri Yukarı Yüz efeleri diye.Aşağı Yüz ve yukarı Yüz efeleri,aşağı yüz delikanlıları,yukarı yüz delikanlılarıi ekseriye Hisar içinde çıkmaz sokaklardaki kalın duvarlı Ahşap evlerde Birlikte Çümbüş.Hisarda öksüzce Mahallesinde Kasım Efendinin Çıkmaz sokaktaki evi Cümbüşe en münasip evlerden imiş.
Cümbüş. Gizli yapılırdı.sebebi devriye basar.sofular,Mutaasıplar ( ahlak bozuluyor ) diyerek saz çalmaya kız oynatmaya.müsade etmezlerdi.Cümbüşe her önüne gelen alınmazdı, Cümbüş katılanların ağızlarının sıkı olması pek olması gerekti.aksi halde camilerde hocaların kulağına gider o da isim vermeden atar tutardı.Cümbüşü düzenleyen 20 ila 30 delikanlı ve seymenler aralarına kart sakallı delikanlılardan da alırlardı.
Cuma ve bayram Namazlarında. Namazdan önce vaiz.( sakal bırakacaklar ayağa kalksın ) der Birkaç kişi ayağa kalkar. Sakal duası okunur. Onlar artık sakallarını usturaya vurduramazlardı gizli içerlerdi.Cümbüşte İçkiye Tövbelilerde katılır onlar içki içmez sadece seyrederlerdi.
Cümbüşte.bu Kart sakalı. Ve kart Seymenlerin idaresinde olur. Genç efeler yaşlılara hizmet eder. Kartlardan usul ve edep öğrenirlerdi.
Cümbüşte Baş köşeye en yaşlı efe oturur.diğerleri yaş ve başlarına göre oturur.Cümbüş odasında,her yaşın kendisine göre oturmanın yeri ve adabı vardır.Geniş Cümbüş odalarında sedir ve yer minderleri bulunur.sedire büyükler.Bağdaş kurarak veya bir dizlerini Bükerek otururlar.ayakları sedirden sarkıtmak,ayak ayak üstüne atmak çok ayıp karşılanır.Yer Minderlerinde orta yaşlılar otururlardı.gençler mutlaka diz çökerek otururlar.Büyükler müsaade etmedikçe dizlerini kaldıramazlar ve bağdaş kuramazlardı. Aksi halde görenek siz, terbiyesiz, edepsiz sayılırlardı. Böyle bir gence sokakta rastlayan gence bir yaşlı onu bir kahveye bir dükkana çeker. Cümbüşte Nasıl oturulacağı ne yapılması lazım geldiği anlatılırdı Sakallılarla gençlerin Kahvesi ayrı idi ve Seymenlerinde Toplandığı Kahveler. Ve seymen odaları ayrı idi. Asırlardır harpte darpta. Ani toplanmalarda bu seymen odalarının ve seymen kahvelerinin büyük rolü olmuştur. ve Hacettepe’de Tacettin camiinde saklanan seymen sancağı çıkarılır ekseriya Ulucanlarda olan seymen kahvesi önüne dikilir Münadilerle herkese duyuru yapılır.( seymen sancağı devletin simgesi yeşil kumaşın aksine kenarları altın işlemeli Kırmızı zeminlidir. ) gençler Büyüklerin Kahvehanesine lüzumu hallerde terbiye ve edeple girer. Büyükler Gençlerin kahvesine Hodbehot giremezdi görüşmek istediğini kahveci garsonu ile çağırtır .öyle görüşürdü. Sokakta eller arkada. Eller bağlı ceket veya palto omuzda dolaşılmazdı böyle yapanların yüzüne tükürüldüğü söylenir.
Cümbüşte temiz elbiseler giyilir.her içeri giren sağ elini göğsüne getirerek odadakileri selamlar ellerini bağlar.bekler.Büyükler gelene yer gösterir onlarda kendinden daha yaşlılardan sonra otururlar.
Cümbüşte efelerin sorumluluğunda ve onlara ait kadınlardan bir iki tanesi getirilir. Onlar cümbüş odasında kapıdan girince hemen sağında iskemleler üzerine oturur. Mensup oldukları efeler veya delikanlılar tarafından idare ve maişetleri temin edilen bu kadınlara LAN denirdi (Ulan’dan ).sert ve hor muamele görürlerdi. Cıvamalarına katiyen müsaade edilmez. Eğer nahoş bir harekette bulunurlarsa bağlı olduğu efe veya delikanlıca dışarı çağrılır ikaz edilir veya tokatlanırdı. Çok uslu ve terbiyeli olmak durumundadırlardı.Cümbüşe Bu kadınlar Mutlaka yıkanmış olarak gelmek mecburiyetinde idiler.Vazifeleri Cümbüşte Hizmet etmek.,Ayınga Tütünden sigara sarmak.,Oyun zamanı gelince oynamak. Birisi sigara sararken diğeri sigara yakardı.bu kadına göz teması ile gözlerine bakmak yasaktı. Efelerin Bir birlerinin sigarasını yakmaları,bir kibritle iki sigara yakmak yasaktı. Kadınlardan sonra ocak sorumlusu sakinin iskemlesi gelirdi..Sâkinin önünde koca bir sini durur Sini. Üzerinde Odada kaç kişi varsa o kadar Fincan Bulunurdu.
Rakı Kara Binlik Fincanlara konur.Ankara Kulübü ferfene odasındaki dedem ve arkadaşlarının önündeki resimde bu kara binlikler görünmektedir orijinal resimde.
İçkiyi Sâki idare eder. Herkesin derecesini bilir fincan içine ona göre koyar.biraz sarhoş olan kimsenin fincanına metelik kadar rakı konur da haddini bilir cümbüşte gençlerden birisi hata yaparsa cümbüş içinde o sahıs bozulmaz <büyükler kaş >Göz le onu uyarırlardı. Genci kırmazlar. Cümbüşü Bozmazlardı.
Cümbüşte İçki mezeleri. Turp.leblebi.et kavurması. Kışın, Turşu. Üzerine limon sıkılmış Tahin helvası. Bazen Armut ve dut Kurusu. ( yeri gelmişken Samanpazar’ında PTT arkasında Leblebici Mahallesi vardı Burada Leblebi kavuranlar vardı pek meşhurdu zaman zaman Atatürk’ün Buradan Kilolarca beyaz leblebi aldırdığı, bir keresin de de bizzat kendisinin buraları gezip leblebi aldığı anlatılmaktadır )
Cümbüş Yatsı Namazından sonra Başlardı. Yatsı namazından önce Büyükler konuşur.gençlere Terbiye edici. İbret verici olaylar anlatır. Büyük efelerin menkıbeleri. Önemli playlar Harp gazilerinin ibretlik öyküleri ,güzel sohbetler yaparlardı.
YATSI NAMAZINDAN ÇIKILDIKTAN SONRA Cümbüş başlardı. Önce saz çalınırdı. Eskiden Ut,keman,kanun gibi sazları Hristiyanlar çalar bunlarda zengin düğünlerinde perde arkasından çalarlardı. Cümbüşe Türklerden, Müslümanlardan Rakı satan, çalgıcılık yapan, meyhanecilik yapanlar katılamazdı.
Cümbüşte saz başlayınca önce Oturak denen oturarak dinlenilen havalar çalınırdı. Divanlar Koşmalar, keremden söylenirdi. Sonra Kırıklara oyun havalarına geçilirdi. Kalenderiler Çalınır ve oyuna geçilirdi.Sâbâhi,Misket,Mor koyun,Nağme gelin,Hüdayda.Ankara Koşması,şeker Fındık.Yandım şeker,Zeybek Havaları çalınır söylenirdi,ilk önce iki delikanlı oyuna kalkar sonra kadınlar oyuna kalkar.bu kadınlar.Kırma Pile.uzun Beyaz Entariler üzerine sırmalı camadan giyerler.bellerine şal kuşatırlar.şalın uçları göbek üstüne düğümlenirdi.oyun esnasında döndükleri zamankırmalar açılır.ortada adeta çadırlar açılmış gibi olurdu.saçlar bir tek saç gibi topuklara kadar örülmüş uzanırdı. Başlar yemeni ile kaldırılırdı.Büyüklerden Birisi nezaketen.( Gelinler Kalksın Oynasın ) diye emir verir bir büyük kadınların yemenilerini başından alır. Kadınlar gayet terbiyeli, zarif bir eda ile.sanat duygusu ve endişesi ile zevkle oynamaya başlarlardı. Kadınlar oynarken onlara göbekten yukarı bakmak yasaktı. Bakanlar sululuk edenler bir daha cümbüşe alınmazlardı kapı önündeki ayakkabısı ,yemenisi ters çevrilirdi. Büyüklerden birisi otur deyinceye kadar oturmazlardı. Cümbüşe en iyi saz çalan.en iyi zil döğen. En iyi oynayan kadınlar çağrılırdı.
Cümbüş aleminin en önemli unsuru,Baş ve Orta parmaklara takılarak çalınan zillerdi.Bu ziller Gümüş mecidiye ile pirinç karıştırılarak dökülen zillerdi.Cümbüşte.zil döğecek kadının güzel olmasından ziyade sanatkar olmasına,bilhassa iyi zil döğmesine.zilleri parmakları arasında iyi ayarlamasına.çalınan müziğe,uygun vaziyette zil döğmesi e dikkat edilirdi kadınlarda Cümbüşte iyi saz çalanları arardı.
Cümbüşte Bir sanat Havası hakim olur. Katılanların edepli .bilgili hoş sohbet olmasına cimri olmamasına bakıldığı gibi saz çalanların ustalığına oyunları oynayanların hareketlerine kostak tavırlarına. Ritmik ve estetik hareketlerine bakıldığı kadar ağızlarınında pek olmasına bakılırdı.
Cümbüşte saz ve zil sesleri arasında öyle anlar olur ki zil ve saz sanki konuşur gibi birlikte hareket ederler.Meclis unutulur..Çıt Çıkmaz.Çalanlar ,oynayanlar,,seyredenler,âdeta vecde gelirler. Kadınlar Cümbüş gecesinde Birkaç defa kaldırılır.Sonra delikanlılar Zeybek oynar.sona doğru Bozlak çalınır.en son Misket düzeninden Bir kalkma havası çalınır. Meselâ.( Ay doğar ayan ayan ) çalınır.ve bu surette Cümbüşe son verilir Gün doğmadan önce Cümbüşçüler sessiz sedasız semt semt kısım kısım dağılır. Cümbüş toplantısını sezdirmeden evlerine dönerlerdi.
Cümbüşte Hiç kimse mecbur kalmadıktan ve izinsiz cümbüşü terk edemez. Cümbüşte Büyüklerin ara vermesi sonucu herkes ihtiyacını def ettikten sonra eski oturdukları yerlere otururlar kadınlar dışarı çıkamazlar. Ocağın Sâkinin ihtiyacı için dışarı çıkması Cümbüşte eksik ihtiyaçları karşılamak içindir Delikanlı başı nezaretinde ona yardımcı olan arkadaşları ve ocak tabir edilen yemeği ve içmeyi düzenleyen ocak başı ve yardımcıları gençlerden oluşur.
Cümbüşte. Hiç kimse kama bıçak silahla cümbüş odasına giremez. Rakkase kadınlar evlerine gönderilmeden Hiç kimse Cümbüş evini, konağını terk edemez.
Cümbüşün Maddi yönü ferfene’nin aksine Bir veya birkaç kişi tarafından karşılanır ve diğer kişilerde Başka cümbüş gecelerinde onları davet eder ve masrafları karşılar.
Cümbüşte sohbet ehli muhabbet ehli kişiler arsında edepli söz atışmaları olur karşılıklı şiirimsi cinasla söz ler söylenir.
Cümbüş gecelerinde Rahmetli Genç Osman efe ile Neyzen Tevfik’in gayet güzel sözlü atışmalarının olduğu zikredilmektedir Hatta Neyzenin bazı şiirlerini bu cümbüş gecelerinde dile getirdiği anlatılmaktadır Misal Taş şiiri ve Genç Osman efenin de Cümbüş geceleri başlangıcında söylediği dörtlük unutulmamış ve ibret alınacak sözlerdir.
İÇKİ KÖTÜDÜR İNSANI YENER.
ERBABI İNSANI İÇKİDE DENER.
AZ İÇİP, ÇOK, GÜLMEK BU İŞTE HÜNER.
SEN KENDİNE MUKAAT OL OSMAN.
Hepsini rahmetle andığım Bire bir kendi ağızlarında dinlediğim ve Halil bedi Yönetkenin 1938 yılında eski büyük Seymenlerin ağzından Kaleme aldığı Anadolu derlemeleri eseri ve Rahmetli Çelik efe. Ve Babaannem Samiye Balabanın Babası Kahveci Kara Ahmet efeden dinleyerek bana anlattıklarını kaleme aldım.
Bir şehrin asıl Tarihi Müzeleri değil, o şehrin insanlarının bir zamanlar oturduğu dolaştığı çalıştığı, eğitim gördüğü, İbadet ettiği, Gömüldüğü yerler ortaya koyar. İşte Bu Cümbüş Olayı Ankara’mızda Unutulan Tarihsel öğelerin Başında gelmektedir.
A.Haluk Balaban. ( Ankara Tarihi ve Kültürü Araştırmacısı ) 10 Şubat 2013.
HER HAKKI MAHFUZDUR.
ASLI NOTERDE TASDİKLİDİR İZİNSİZ KULLANILMAZ YAYINLANAMAZ. —
FOTOGRAF 1908 YILINA AİT BİR FOTODUR ORTADA OTURAN SEYMEN RAHMETLİ DEDEM RIFAT BALABANDIR.