ÇANKAYA'NIN ADI
“… Üzeri tamamen yeşil yosunlarla kaplanmış büyüdükçe bir kaya ve kayanın koltuğundan pırıl pırıl akan bir su kaynağı. Suyun ayağında yıkılmış harap havuza benzer bir taş yığını. Yıllarca önce burada bir hayat varmış, bu besbelli…
Yaşlı beyaz sakallı bir koca, subaşında otura yolculara anlatıyordu. Hafızamda kalan kırıntılar hâlâ dün gibi. Şöyle diyordu koca:
Asırlar önce bu akan su şu ilerdeki havuzda toplanırmış. Nice dertlere deva, onulmaz hastalara şifa, canlara can verirdi. Bu yüzden buraya Çankaya demişler. Harplerde istilalarda yıkılmış harap kalmış, suyun gözü kapanmış; bizim olunca buralara yerleşen ekalliyet suyun gözünü açmıştır. Ama ne derde deva, ne hastaya şifa, ne de cana can vermez olmuş. Lakin Çankaya adı bugüne kadar sürmüş gelmiş…” (Şeref Erdoğdu: Ankara’nın Tarihi Semt İsimleri ve Öyküleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 2.Basım, Ankara, s.59)
“Çankaya ismi, Yazar Mehmet Kemal’in bir araştırmasına göre Çankayası isminden gelmektedir. Zamanla sonundaki “SI” hecesi düşerek bugünkü şeklini almıştır. Mehmet Kemal bu konuda şunları yazıyor: “Papazın Bağı denen bölgede bir kilise varmış. Tapınma saatlerinde bu çan durmadan çalarmış” (Çankaya İsmi Nereden Geliyor?” Sabah Başkent, 25 Haziran 2000)
Hürriyet gazetesinden Ceyda Küçükali’nin 2 Mayıs 2004 günkü Hürriyet gazetesinin Ankara ekinde yer alan röportajın ardından; Ankaralılardan semt, sokak, yapı adları hakkında bilgisi olanların bilgilerini aktarmaları çağrısında bulunulmuştum. Birkaç Ankaralıdan yanıt geldi. Çağrımı yanıtlayanlardan biri Türk Ocakları genel sekreteri Yücel Hacaloğlu idi. Çankaya adı hakkında verdiği bilgi şöyleydi:
“Çankaya isminin Çengikayası olduğu, burada çengi oynatıldığı Çengikayası’nın değişerek Çankaya olduğu rivayeti vardır. (Rıfkı Melul Meriç’ten naklen Prof.Dr.M.Kaya Bilgegil tarafından aktarılmıştı).”
Dr. Rıfat Özdemir’in “XIX.Yüzyılın ilk yarısında Ankara” adlı kitabında da Ankara’nın çevresindeki tarım yapılan yeşil kuşakta yer alan bağ ve bahçeler tanımlanırken Çengi Kayası Bağları anılmaktadır. (Dr. Rıfat Özdemir: XIX. Yüzyılın İlk Yarısı Ankara, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 694, Ankara 1986, s 217)
Eski Ankaralıların Anlatımlarına göre de Cankayası ad zikredildiği görülmekte bu mümbit bağın arazinin içnde de billür gibi bir pınarın varlığından bahsedilmektedir.
Çankaya Köşkü Arazisi Kasapyan ailesinden önce Bir İngiliz aileye ait olduğu sonra Ankaranın Ünlü Kuyum ve tiftik Tüccarı Kasapyan ailesine geçmiş. Kasapyan dan sonra Arazi ve Bağ köşkü Ankara’nın Ünlü Tiftik Tüccarlarından Hacettepeli Tevfik Bulgurlu ve ailesine geçmiş Bilaharede sembolik bir bedelle bu değerli Arazi ve Köşk Mustafa Kemal Paşa ya hediye edilmiş , Paşa Üzerine Yapılan tapuyuda Orduya Bağışlamıştır Bu yüzden Köşkün önünde Kuvvet Komutanlarına tahsis edilen Lojman ve arazilerde Kuvvet Komutanlarının İkametgahına sunulmuştur.
Muhafız Alayının olduğu Karageven tepesi veya Karageven Bağlarıda Ankaranın Hacettepeli Kormanlar ailesi tarafından Türk ordusuna Bağışlanmıştır.
Kaynak:
ŞENYAPILI, Önder, Ne Demek Ankara; Balgat, Niye Balgat? ODTÜ Yayıncılık, Aralık 2004, Ankara
Tevfik Bulgurlu, Murat Korman.Tarafından sunulan belge ve bilgiler. Ankara kulübü Başkan vekillerinden Seymen .Yazar.Şeref Erdoğdu.Belge ve bilgilerinden.
HALUK BALABAN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder