18 Kasım 2020 Çarşamba

 Mustafa Kemal paşa'nın Sevdiği Hacettepeli

Din Adamı.
ÖMER NASUHİ BİLMEN ..
Yaşanmış bir olay.
Hacettepe eski yol sokakta Kıl boyunluların Ali efendi Konagında Oturan Atatürkünde çok sevdiği din adamı.. ÖMER NASUHİ BİLMEN…..
1940’ların sonuna doğru Amerika’da zengin bir adamın ölümünden birkaç yıl sonra bir kadın yanında bir çocukla mahkemeye başvuruyor. Çocuğun ölen adamdan olduğunu iddia ediyor. Ölüden DNA testi yapılamayan bir dönem dünya için.
Amerika hukuk sistemlerinde bu olayın bir karşılığını bulamayınca başka sistemlere müracaat ediyorlar.
Roma hukukuna bakıyorlar yok. Yunan, Hint, Uzakdoğu’da yok. Bir heyet Türkiye’ye geliyor. Dönemin İstanbul
Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen’e yönlendiriliyorlar. İlk başta anlam veremiyor gelen ekip. Gönülsüz de olsa görüşüyorlar.
Bilmen onlara ölen adamın kemiklerinin durup durmadığını sorduğunda şaşkınlıkları iyice büyüyor. Durduğunu söylüyorlar. Ömer Nasuhi onlara kuyruk sokumu kemiğinden bir yer tarif ediyor. Tarif ettiği yere çocuğun bir damla kanını damlatmalarını, eğer o kemik kanı emerse çocuğun o adamdan olduğunu aksi olursa kadının yalancı olduğunu ve buna göre hüküm verebileceklerini anlatıyor.
Gelen ekip görüşmeden memnun olmaksızın şaşkınlıklarını da yanlarına alıp ülkelerine dönüyorlar. Bir müftünün böyle bir tıp bilgisine nasıl hâkim olabileceğine ihtimal veremiyorlar. Ekipteki bir doktorun ise kafasını kurcalıyor bu mesele. Müftünün yanlışlığını ispat etmek için mezar açtırılıp adamın bedeni çıkarılıyor. Tarif edilen kemiğin üzerine önce kendi kanını damlatıyor. Kan akıp gidiyor kemiğin üzerinden. Sonra çocuğun kanını döktüğünde gözleri fal taşı gibi açılıyor. Kemiğin kanı emdiğini gördüğünde hayretini gizlemiyor.
Görüşmede Ömer Nasuhi’nin yanında olanlar da ilk duymuş olacaklar ki heyet gittikten sonra bu meseleyi nereden bildiğini soruyorlar. Adı geçen kemiğin sadece kendi neslini kabul ettiğini uzun uzun anlatıyor. Oradaki küçük bir parçanın önemine değiniyor. Vücuda ne yaparsanız yapın o kemiği yok edemediğinizi, kıyamete kadar hiçbir gücünde buna muktedir olamayacağını, zira mahşerde insanlar o kemik parçasından yeniden diriltileceğini anlatıyor.
“Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” dedi.
De ki; “Onları ilk defa yaratan diriltecek. O, her yaratmayı bilir.”
Yasin 78-79. Âyetler
Babaanemin naklettiğine göre Eski Ankaralıların KURAN-I KERİMİN yanında okudukları kitap (Babaannem rahmetli Samiye Balaban. )
DELAİL-İ HAYRATTA BAHSE KONU KEMİK PARÇASI Adı ACUBU ZENNEP adı verilen toplu iğne başı kadar kemik çıkıntısı bin derece ateşe dayanıklı ve asırlar boyu çürümeyen bir nesne olarak tarif edilmekte yukardakı kıssada yasin süresinin 78-79 ÂYETİNE Vurgu yapılmaktadır.
ÖMER NASUHİ BİLMEN KİTAPLARI.
İslam Hukukunda Manevi Zararların Tazmini, 1941
Kuran-ı Kerim'den Dersler ve Öğütler, 1947-50, 3 cilt
Eshab-ı Kiram, 1948.
Yüksek İslam Ahlakı, 1949
Büyük İslam İlmihali, 1949
Hukuku İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu, 1949-52, 6 cilt
Sureti Feth Tefsiri, 1953
Tefsir Tarihi, 1955
Kuranı Kerim'in Tefsiri ve Türkçe Meali Alisi, 1956
Sualli Cevaplı Dini Bilgiler, 1959
Muvazzah İlmi Kelam, 1959
İlmi Tevhid, 1962
Beşyüz Hadisi Şerif
13 EKİM 1971 TARİHİNDE VEFAT ETMİŞTİR VE BİR YILDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAPMIŞTIR.
HALUK BALABAN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder