2 Kasım 2020 Pazartesi

https://www.facebook.com/haluk.balaban/videos/10218501738510656 FİDAYDA VEYA HÜDAYDA HANGİ YÖRENİN TÜRKÜSÜ..?

**HALKLARIN DEĞİL COĞRAFYANIN MÜZİĞİ**
makalenin sonundaki Açıklamamı özellikle lütfen okuyunuz ( Haluk Balaban )
Çorum'lu Mali Müşavir Salim Koçak, Fidayda türküsünün aslen Çorum'a ait olduğunu; 1940'lı yıllarda çıkan Çorumlu Dergis'ni de kanıt göstererek; Kemal isimli bir kişi tarafından bestelenen ve Hadiye tarafından plağa okunan türkünün; 1947’de Çorum’da askerlik görevini yapan Bayram Aracı tarafından, TRT’ye bağlama sanatçısı olarak girmesinden sonra, Ankara’da söylenen Hüdayda ile harmanlanarak tescil ettirildiğini İddia ederek; 1999 yılından itibaren türkünün Çorum türküsü olduğuyla ilgili hukuki yollara başvurduğunu; TRT'ye yaptığı müracaatlar sonucunda da; TRT Repertuar Kurulu'nun, Salim Koçak’ı “kaynak kişi”göstermek suretiyle Fidayda’yı Çorum türküsü olarak tescil ettiğini, TRT Müzik Dairesi Başkanı Deniz Çakmakoğlu'nun da tescili, 27 Haziran 2012 tarihli yazıyla kendisine bildirdiğini belirtmektedir.
Salim Koçak'ın da belirttiği Hadiye Hanım'ın kendi sesinden dinlediğimiz türkünün sözleri,
Dama buğday sererler
(Yavrum) Çıkma boyun görenler
(Haydi) Saçın sırma tel olmuş
(Yavrum) Hançere bağ örerler
Fidayda fidayda fidayda
Pek hoşuma gidyor şu kayda
Beşyüz lira yedirdim bir ayda
Ben bu candan osandım bu ayda
Odayı kirec eyle
(Yavrum) Yüzünü gülec eyle
(Haydi) Derdinden ölüyorum
(Yavrum) Bana bir ilac eyle
T.C. Kültür ve Tuizm Bakanlığı e-Kitap Sayfasında; yalnız Çorumlularca söylenip oynanan Fidayda Türküsünün, daha ziyade kadınlar arasında 1 veya 2 kişi tarafından oynanan bir oyun olduğunu belirterek, sözlerini de şu şekilde bildirmektedir.
Dama çıkma bulgur sererler
Çıkma boyun görerler
Saçların tel tel olmuş
Sırma diye örerler
Gidiyom gidemiyom
Ben yarsız edemiyom
Yarim cahil ben cahil
Bırakıp gidemiyom
Fidayda fidayda fidayda
Pek hoşuma gidiyo bu gayda
Beş yüz lira yedirdim bir ayda
Tarla tapan koymadım ne fayda
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Kültür Portalı Sayfasında; "Bazı sözlü ve yazılı kaynaklarda, Ankara yöresine ait olduğu kaydedilen, ancak Çorum repertuarına kayıtlı bulunan Fidayda Türküsü" denilmektedir.
1929 yılında İstanbul Konservatuarı Müdürü Ziya Bey başkanlığında, Ferruh Bey, Remzi Bey, Kösemihalzade Mahmut Ragıp Bey ve İstanbul Türkiyat Enstitüsü asistanlarından Abdülkadir Bey tarafından, Çorum'da Yavru Mehmet Efendi'den derlenen türkünün sözleri de şu şekilde.
Dama bulgur sererler
(anam) Çıkma boyun görerler
Fidayda hanım kızım fidayda
Beş yüz lira yedirdim bu ayda
Tarla sapan koymadım bu ay da
Fidayda fidayda fidayda
Harman yeri otl'olur
(anam) Ergen koynu tatl'olur
Seveceksen esmer sev
(anam) Belki merhametl'olur
Sadık Ergün ve Bayram Aracı'dan, Nida Tüfekçi tarafından derlenen ve Fidayda (Hüdayda) ismi ile Repertuara kaydedilen Ankara türküsü ile ilgili olarak da, çeşitli kaynaklarda;
- Bağlantı bölümünün sözleri: "Fidayda da Ankaralı fidayda" olarak okunmaktadır. Fidayda'nın anlamı yoktur. Sözcüğün aslı "Hüdayda" dır. Hüda'dan geldiği belirtilmektedir.
- Ankara’nın en eski oyunudur. Adını padişaha rakkaselik yapmış olan Fatma adında güzel bir kadından almıştır. (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Kültür Portalı)
- 1970 yılında yayınlanan, S.Eşref Erdoğdu'nun "Hüdayda" isimli romanında da; 1860'lı yıllarda Ankara’da yaşamış, Garip Ali ile bahtsız güzel bir kadın olan Hüda’nın öyküsü anlatılmaktadır.
Sözkonusu Ankara türküsünün sözleri de şu şekilde,
Aman bulguru kaynadırlar
Serine yayladırlar
Bizde adet böyledir
Güzeli ağladırlar
Aman çirkini söyledirler
Fidayda (hüdayda) da Ankaralım fidayda
Beşyüz altın yedirdim bir ayda
Gitti de gelmedi ne fayda
Başını da yesin bu sevda
Aman dama çıkma baş açık
Arpalar kara kılçık
Aman arpalar kara kılçık
Eğer gönlün var ise
Aman gey galucu yola çık
Yine SadıK Ergün'den derlenen bir başka varyantda da türkünün sözlerinin tamamı şu şekilde,
Aman bulguru kaynatırlar
Haydi bulguru kaynatırlar
Yaylada yayladırlar
Aman serinde yayladırlar
Aman bizde adet böyledir
Haydi bizde adet böyledir
Güzeli oynadırlar
Aman çirkini söyledirler
Fidayda da Ankara'lım fidayda
Beşyüz altın yediridim bir ayıda
Gittide gelmedi ne faydayıda
Başınıda yesin bu sevda
Aman dama çıkma kaşa çık
Haydi dama çıkma kaşa çık
Arpalar gara gılçık
Aman arpalar gara gılçık
Aman canın cümbüş isterse
Haydi canın cümbüş isterse
Gey galucu yola çık
Aman gey galucu yola çık
Dama bulgur sererler
Çıkma boyun görürler
Saçın ibrişim telli
Hançere bağ örerler
Hüdayda da samur kaşlım hüdayda
Gitti de gelmedi altı ayda
Başını da yesin yavrum bu sevda
Dama çattım çatmayı
Çağırın gelsin Fatmayı
Fatmam nerden öğrenmiş
Yorgandan kol atmayı
Hüdayda da sarı kız da hüdayda
Çifti çubuğu yedin bir ayda
Küpte bulgur kalmadı ne fayda
Gökte yıldız ellidir
Ellisi de bellidir
Yari Hüdayda olanın
Gözlerinden bellidir
Hüdayda da samur saçlım hüdayda
Tarla tapan kalmadı ne fayda
Başını da yesin yavrum bu sevda
HALUK BALABANIN AÇIKLAMASI :
Hüdayda Ankara ahalisinin yüz elli yıl önce Dilinde Kulağında sazında sözünde Ferfenesinde Çümbüşünde Okuduğu çaldığı çığırdığı yaşanmış bir öyküdür Halil Bedi yönetkenin 1935 yılında Rahmetli ulu çınar YAĞCIOĞLU FEHMİ EFE ile yaptığı söyleşiyi bilmeyenler. Gazi Mihalin Ankara Türkülerini Okumayanlar Etnografya Müzesi Kurucusu HAMİT ZÜBEYİR KOŞAY Hocanın ANKARA Budun Belgesi eserini Okumayanlar Ankaralı Yazar seymen ŞEREF ERDĞDUNUN Ankaram eserini duymayanların Hüdaydanın Beste değil Yaşanmış Bir öykü olduğunu iyi bilir ama Töresine Seymen Büyüğüne saygısı olmayan Yöneticilerin Benlik duygularının hakim olduğu Bir dernek Elbete Kendi Türküsüne öyküsüne sahip çıkmaz.Bu türküyü Çankaya köşkünün içinde 1932 yılında sazı ile çalan rahmetli GENÇ OSMAN EFE’Yİ ( Osman Gençtürk ) anmaz hatırlamaz bile Genç seymenlere anlatacak yazacak kimseyede fırsat vermezler. ANKARA ZEYBEĞİNİN sözlerini bilmeyen sözde yöneticiler Elin yeni cami avlusu Türküsünün ara nağmesi ile Zeybeğe giriş yapan seymenler. KARAŞAR ZEYBEĞİNİN Afyonda ayni müzikle ayni ritimde ayni oyun düzeninde de MOLLAK MEMET zeybeği adı ile oynandığından da haberi yoktur.
HÜDAYDA TÜRKÜSÜNÜ TRT ARŞİVİNE kazandıran Rahmetli SADIK ERGUN efeyi de bilmez ve hatırlamazlar Hüdayda’yı Rahmetli RIFAT BALABAN’A Kahvesinin arkasındaki odada öğreten Fehmi Efeyi de anmazlar. Olsun Beis yok Tarihe bırakacağım Belge ve bilgiler Ankara sevdalılarına Kılavuz olacaktır ( Çorum İlinin de Tarihte Ankara Eyaletine ve Ankara Sancağına uzun yıllar Bağlı Bir Belde olduğuda Unutmamalıdır Dereler Irmağa akar Irmaklar dereye değil ) ekteki video Hüdayda ile alakası olmayan Bir Şekilde Bağlama olmayan enstümanlarla icra edimektedir.
HALUK BALABAN.
Tekrar İzle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder