ANKARA KALE SURLARININ Tarihte Tamiri.
Üçüncü Surun Öyküsü.
1607 YILLARINDA ANKARA KADISI VİLDANZADE AHMET EFENDİ VE EŞKİYALARDAN KORUNMAK İÇİN
Canlı ekonomisi ile belli başlı Anadolu şehirlerinden birisi olan
ANKARA, XVII. yüzyıl boyunca çok sayıda eşkıyanın uğrak verdiği gözde yerlerden birisi olmuştur. Şehir yöneticileri ve halk bunu bildiklerinden
olsa gerek bu tür saldırılara karşı oldukça etkili savunma yöntemleri geliştirmişlerdir. Kalesinin verdiği avantajla, 1604 yılında KARAKAŞ eşkıyasına karşı, 1605 yılında Celali Hasan ve 1606 yılında KALENDEROĞLU ’na karşı bu başarılı korunma düzeni devam ettirilmiştir.
1606
yılında Ankara kadısı olan VİLDANZADE AHMET EFENDİ ’nin önderliğinde bitirilen, şehrin etrafını muhkem bir sur ile çevirme Tamir projesidir. Aslında bu işe kendisinden önce başlanmış ( kale dış surlarının inşaası Cenabı Ahmet paşa Tarafından Başlanmış ve tamamlanmıştır ) ama Onun gayretleri ile bu proje 1607 yılında onarımın Tamamlanması kısa sürede sonuçlandırılmış ve halk saldırılar karşısında rahat bir nefes alabilmiştir.
ANKARA ’nın, XVII. Yüzyıldaki görünümü bir önceki asra göre biraz
değişmiş gibidir. XVI. Yüzyılda şehre gelen yabancı gezginler şehrin etrafında sur bulunmadığını belirterek, evlerinin de çok iyi olmadığını söylemekteydiler. Ama isyanlar döneminde şehrin muhafazası için etrafına bir sur inşa edilmiş ve birinci dalga isyanlardan sonra şehirde daha iyi evler yapılmaya başlanmıştır. Evlerin kalitesinin artmış olması bu surun şehir ekonomisine
eşkıyaların verdiği zararı azaltmış Şehirlerde halkı dış saldırılara karşı koruyan önemli yapıların başında şüphesiz kaleler gelmekteydi. Ele alınan merkezler içinde kalesi ile öne çıkan şehir yine ANKARA ’dır. Kaleler merkezi yönetim için de çok
önemli savunma mekanizmalarıydı. Bu yüzden buralarda şehirlerin savunmaları için sürekli cephane ve silah bulundurulmaktaydı. ABAZA MEHMED 1623 yılında Ankara’ya saldırmıştır. Bu saldırıdan 2 yıl önce 1621 yılında Ankara kalesi cephaneliğinde yapılan bir sayımda kalede
bulunan silah ve diğer malzemeler in miktarı şöyleydi:
69 köhne tüfek 3 eski kazma,
98 yeni tüfek 3 çatal demir,
4 kurşun sandığı ve kesim demiri 30 demir topuz
4 küçük top 2 mismar16
35 kantar barut 237 okka pamuk
5 çift top arabası parçaları 1 boş sandık
4 şahi benzeri top 60 adet eski keman17
3 adet boş tüfenk sandığı 200 adet kesim demiri
9 top yıkama bezi 2 zemberek
10.000 ok ucu; Bunlardan başka 9 tane mancınık Sulu Han’a götürülmüştü
Bu tarihten sonra savunma surlarının varlığı ve yöneticilerin becerikliliği sayesinde 2000 adamı ile şehri kuşatan ABAZA
MEHMED 6 ay uğraşmasına rağmen iç kaleyi alamamıştır. Merkezi hükümet olaydan haberdar olunca bastırmak için, Cağalazade Sinan Paşa’nın oğlu Mahmud Paşa’yı üzerine serdar tayin ederek, Anadolu ve Karaman Beylerini de emrine vermiştir. Kalede barut bitmiş ve kıtlık baş göstermiş
bir halde kuşatma devam ederken Abaza Mehmed ayağından vurulmuş ve kuşatmayı kaldırmak zorunda kalmıştır.
Bu esnada devletin Bağdat ile ilgilenmesi de Abaza’nın kuvvetlenmesine ve kuşatmanın bu kadar uzamasına zemin hazırlamıştır. Daha önce ve sonra yapılan saldırılar esnasında halk bu tür girişimlere destek olmamış ve devletin devamına inanmış görünmektedir. Osmanlı Ülkesinde İsyan ve Eşkıyalık Olayları...bitince, bahsedilen meşhur sur ve kale bir ihmale uğramış ise de yapısının ve taşlarının sağlamlığı yıkılmadan, bakımsızlığa direnebilmiştir
Aynı şekilde, Abaza Hasan isyanı esnasında da Ankara kalesi hem halkın hem de şehir idarecilerinin en önemli sığınağı olmuşa benzer. 1651
yılı Temmuz’unda Abaza eşkıyasının adamları Ankara ve civarında saldırıya başladıklarında merkezden gelen emirlerde, Ankara kalesinden sorumlu olanlara sıkı sıkı tembihatlar yapılarak, kalenin muhafazasında can ve başla gayret edilmesi istenmiştir
Bu tarihlerde Ankara Sancağı Mutasarrıfı Muslı’ya ve daha sonra
da Abdullah Paşa’ya gelen başka emirlerde, yine kalenin elde tutulması, çok iyi korunması ve şehrin etrafında bulunan yeniçerilerin ve yeniçeri serdarlarının tamamının, halktan ve ayan-ı memleketten ise isteyenlerin iç kaleye alınması emredilmektedir. Bu işi yaparken de gerekirse halktan
gönüllü birlikler temin edilmesi ve canı gönülden savunma yapılması istenmektedir
1655 yılı Ağustos ayında Ankara sahrasına gelerek şehri tehdit
eden ve şehirde bulunan askeri taifesinin kendisine katılmasını isteyen BİGA LI MUSTAFA ’ya karşı da kalenin çok iyi korunması ısrarlı bir şekilde
emredilmiştir
1830 yıllarında Mısır Hıdivi Kavalalı Mehmet Ali paşanın oğlu İbrahim Paşa Tarafından Bilhassa Üçüncü sur olarak bilinen Hacettepe’den geçen Surlar ve diğerleri Halkında yardım ve destekleri İle Tamir edilmiş Eşkıya şerrinden Korunmaya çalışılmıştır.
Ankara 150 yıla yakın celali isyanı ve Eşkiyaların saldırısına maruz Olmuş Bir Kentimizdir. Kalebentlerin Ankara kadılarının Ve Şehir ahalisinin canla başla savunmaları Kenti zorluklarla yıllaraca korumaya alışmışlardır. Eşkiyalar tarafından Ankara Bağ evleri Bağları bahçeleri Yağmalanmış yakılmış Yıkılmıştır
Hacettepe Evlerinin Yeni yapılarının Taşları Üçüncü surların Taşları ve temel taşları olarak kullanılmıştır Hacettepe de üçüncü sur diplerinde yapılan kazılarda Neolitik zamana ait ok uçları ve çeşitli objeler bulunmuştur.
Hacettepe Parkının olduğu alan Tarihte Mezarlık olarak kullanılan ve A.Ü .Rektörlük binasının Hacettepe Acil servis Kapısı girişinin üstü SEYMEN MEZARLIĞI Olarak Bilinen Kısmıdır Bu mezarlık Park yapımına Başlanma tarihinde 1936 yılı başında Halka duyuru yapılarak Mezarların Başka alana defin yapılması için uyarılmış Mezar yeri belli olan Hacettepeliler Mezarlarının Başka alanlara nakledilmesine Başlamış Çok sahipsiz mezarlarda sökülerek Topluca Başka Bir yere Nakledilmiştir.
Gençlik parkı İçindeki Su perileri heykeli havuz Hacettepe’ye nakledilmiş sıhhiye tarafına da irili ufaklı Minik havuzlar yapılarak Hacettepe parkı İhya edilmiştir. İkinci Büyük havuz Çocuk hastanesinn olduğu alana yapılmış her bir köşesine minik heykelcikler konmuştur. Hacettepe semtinin İhsan Doğramacı tarafından istimlak edilmesinden sonara 1960 yılında Ankara’nın en güzel tarihi Parkı yok edilmiştir.
HALUK BALABAN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder