Muhafız Alayı nasıl kuruldu? Muhafız Alayı ve Muhafızgücü’nü
kuran İsmail Hakkı Tekçe anlatıyor..
MUHAFIZ ALAYI NASIL KURULDU..
1 Haziran 1936’da Yarbay İsmail Hakkı Tekçe’nin törende
yaptığı konuşma:
Muhafız Alayı’nın onuncu, ve Muhafızgücü’nün on dördüncü yıl
dönümü 1 Haziran 1936 tarihinde Ankara’da törenle kutlandı. Muhafız Alayı
kumandanı Yarbay İsmail Hakkı Tekçe tören sırasında yaptığı konuşmada Muhafız
Alayı ve Muhafızgücü’nün nasıl kurulduğunu şöyle anlattı:
İsmail Hakkı Tekçe (1892 – 1975)
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Muhafız Alayı
kumandanı. Muhafızgücü Futbol takımını meydana getiren değerli Türk subayı.
“- Arkadaşlar,
Bugün Muhafız Alayı’nın Onuncu yıl dönümüdür.
Bu büyük günü sonsuz bir sevinçle, ve bu sevinçten yaşaran
gözlerle, inan dolu bir yürekle kutlarken göğsümüzü kabartan, başımızı bu
önümüzdeki dalgalanan sancak gibi göklere erdiren, alayın şeref dolu tarihini
iftiharla analım.
Uzun seneler önce, Osmanlı orduları dört yıl süren çetin ve
kahramanca bir boğuşmadan yorgun çıkmış, kötü şartlarla yapılan bir mütareke de
silahlarını elinden almıştı.
Asırlara şerefli adını vermiş ve tarihin en şanlı çağlarını
yaratmış olan Türkleri esir etmeğe yeltenmek kimin haddine?
O, kara günlerde köleliğe boyun eğenler yalnız sütü ve kanı
bozuk Padişah ile onun uşak ruhlu tayfası idi.
Asil Türk, asil ve kahraman Türk milleti bağrından çıkardığı
büyük kurtarıcı Atatürk’ünün peşinde çoktan yeni, ve eskisinden daha çetin bir
savaşa başlamış bulunuyordu.
Gene o günlerde, bizi er meydanında erkekçe dövüşte
yenemeyenler, inanımızı kırmak, büyük kurtarıcımız Atatürk’ün dahi alnında
parlayan istiklâl güneşimizi söndürmek için gene kahpece harekete yeltendiler.
Melun maksatlı hain insanlar. Yer yer isyan teşebbüsüne
giriştiler. İşte arkadaşlar, şimdiki Muhafız Alayının temeli o zaman atıldı.
Türk’ü esaretten kurtaracak, Türk’ü gene dünyada kendine yakışan mevkie
çıkaracak olan ulusumuzu, Atatürk’ümüzü korumak, yani istiklâli korumak, Türk’ü
korumak vazifesiyle kurulan ilk kıta bu “Muhafız takımı” idi.
Günler geçti; bu büyük imanlı küçük takım bölük ve sonra
tabur oldu.
Bu tabur, yarattığı kahramanlıklarla İnönü’nde kazanılan
zaferin ve orada temeli atılan ilk istiklâl ve Cumhuriyet abidesinin ilk
taşlarından biri olmuş tur.
Sakarya’dan önce ve Sakarya esnasında muhafız taburu ordunun
desteklerinden biriydi; bütün Sakarya boyu taburun verdiği şehitlerin
kanlarıyla sulanmış fakat nihayet düşman da bükemeyeceğini anladığı bu çelikten
bileğin karşısında yüz geri etmişti.
Büyük taarruz başladı bu sefer saldırı sırası bizdeydi…
İstiklal Savaşımızın bu şanlı ve şerefli zafer yapraklarında
Muhafız Taburu’nun da büyük hissesi vardı.
Tabur, Kütahya önlerinde bütün bir düşman fırkasıyla yalnız
başına boy ölçüşmüş ve onu önüne katmıştı.
Artık düşmanlar yenilmiş, ana yurt temizlenmiş, istiklâle
kavuşulmuştu.
Artık büyük Önderimizin yarattığı Cumhuriyet güneşinden feyz
almaya başlamış bulunuyorduk.
Arkadaşlar, Muhafız taburu da o zamana kadar muharebede
başardığı sonsuz başarıların mükafatını görmüş; 1 Haziran 1927’de alay olmuştu.
Savaş esnasında en güç vazifeleri bin bir kahramanlık
yaratarak başaran Muhafız, şimdi, sulh zamanında da bize feyz saçan, Türk’ün
kalkınma sahasında ilim, fen ve medeniyet sahasında dünyaya örnek olduğunu
ispat edecek olan Cumhuriyet rejimini korumak vazifesini omuzlarında taşıyor.
Arkadaşlar. bu vazifenin ne demek olduğunu iyi bilelim. Biz
Cumhuriyet’in ve ulu başkanının, Büyük Millet Meclisi’nin ve onun hükümetinin
muhafızıyız. Bu her kıtaya nasip olmayan büyük şerefli ve göğüs kabartan bir
vazifedir. Buna layık olduğumuzu ispat etmek ülkümüzdür. Bu yolda bütün bir
iman ve heyecanla yürüdüğümüzü ispat ettiğimiz gibi, şimdiden sonra her zaman
için de edeceğiz.
En karışık ve buhranlı zamanlarda kendilerine verilen en
mühim vazifeleri tereddütsüz ve tam bir sadakatle yapan bu kıtanın şiarı
(vazife ve sadakat) tir.
Biz savaşta kahramanlık örneği olduğumuz gibi sulhta da
ordunun çalışma, inzibat, intizam, askerlik örneği olmak isteriz. Bunun için
didiniyoruz; bunun için çalışıyoruz. Orduda herkes on saat çalışırsa biz on
dört saat çalışacağız. bizim bir saatimiz bile boş geçmeyecektir.
Biz bir menfaat, bir taltif beklemeden yalnız ve yalnız
vazifesi ve gayesi uğrunda feragatle çalışan askerleriz; yarattığımız eserle
iftihar edebilmeliyiz. Aldığımız vazifenin büyüklüğüne ve şerefine layık
olduğumuzu ispat etmeliyiz. Bizim için mükafat budur.
Arkadaşlar, işte eser meydanda; bununla öğünebiliriz. Fakat
alayın tarihinin şeref sayfaları dolmamış ve kapanmamıştır. Oraya yazılacak
daha çok şeyler vardır. Bizi bu parlak günlere ulaştırmak için kanlarını akıtan
azız şehitlerimizi saygı ile anar, hepimizi bir dakika sükuta çağırırım.
Arkadaşlar alayımızın bu ulu günü hepimiz için kutlu olsun.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu
Muhafızgücü Futbol takımı.
Kartpostalın ön yüzünde Arap harfli Türkçe olarak:
Muhafızgücü Futbol Takımı, 1923 tarih-i tesisi, Adres: Ankara, 1927 Ankara
Ordu, Türkiye Futbol Birincisi yazılı. Kartpostalın arka yüzünde ise Ankara:
Muhafızgücü yazılıdır.
Muhafız alayının onuncu yılı olan dün; Muhafız Gücü’nün de
on dördüncü yı dönümüydü. Ordu sporunu memleket çapında genişletmek şerefini
kazanmış olan Muhafızgücü sporcuları dün, bugünkü ileri spor seviyesini
kazandırmakta büyük bir hisseleri olan Ankara sokaklarını her zamanki gibi
takdir ve sevgi toplayarak dolaştılar. Sporu; stadyum pistleri içerisinde
bırakmayarak anavatanın dört kösesine götürmek gibi her biri sağlamlık, yurt
sevgisi ve ideal sporun yayıcıları olan bu düzgün kıyafetli, atletik vücutlu
memleket çocuklarını daha çok uzun yıllar ve sayıları, başarıları her yıl
artarak Ankara sokaklarından geçer görmek. bize gerçek bir saadet verecektir.”
Kaynak :
Ulus gazetesi, 2 Haziran 1936, sayfa: 1-6
HALUK BALABAN arşiv.
Not : Rahmetli BabamZEYNEL BALABAN. İmalatı Harbiyede Silah ustası olduğundan Bizzat İsmail Hakkı Tekçe Tarafından Muhafız alayına Şeçilmiş. Ve Burada sialah
Ustası Olarak Askerliğinide İfa etmiştir. RUHLARI ŞAD OLSUN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder