TÜRKİYEDE İDAMLAR ve İSTİKLAL MAHKEMESİ KARARLARI.
Aşağıda Fotograf İskilipli Atıf Hocanın İdamı Günüdür.
“İskilipli Atıf şapka takmadığı için idam edildi!”
Bu da Türkiye'de çok tartışılan bir konudur. Bazı tarihçiler bu iddiayı ısrarla savunurken kimi tv kanallarında bu iddiayı destekleyen belgeseller yapıldığı görülüyor. Gerçekten böyle mi? sorusuna Ümit Doğan İstiklal Mahkemeleri zabıtları ve diğer belgelerle cevap veriyor. Buna göre İskilipli Atıf, Şapka Kanunu kabul edilmeden bir buçuk yıl önce ’Frenk Mukallitleri ve Şapka" adında bir kitapçık yayınladı. Yukarıdaki iddia sahipleri çoğunlukla onun şapka kanunu geriye yürütülerek idam edildiğini, savunsalar da gerçeğin böyle olmadığı anlaşılıyor.
Vatana ihanet suçundan 4 Şubat 1926’da idam edilen İskilip Atıf’a ilişkin bilinmeyen belgeler, Tarihçi Ümit Doğan’ın kaleme aldığı ve Kronik Kitap’tan çıkan “İskilipli Atıf Gerçeği” isimli kitapta bir araya getirildi. İskilipli Atıf’ın idam edilmeden önceki son sözlerinin yer aldığı belgelerde Teâlî-i İslâm Cemiyeti başkanı olduğu dönem Yunan uçakları tarafından Anadolu’ya atılarak dağıtılan Millî Mücadele karşıtı bir beyannamesi de yer alıyor.
İskilipli Atıf’ın Teali İslam Cemiyeti Başkanı olarak kaleme alıp imzaladığı ve Yunan uçaklarından Anadolu köylerine atılan beyannamelerde ise hem Atatürk’e hem silah arkadaşlarına hem de Kuvayımilliye’ye karşı ağır hakaretler yer alıyor. Beyannamede, “Kuvayımilliye belâsının galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik. Şimdi bize: ‘Anadolu’da Kuvayımilliye isyanını devam ettirir ve bastıramazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız’ diyorlar. Kuvayımiliye eşkıyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar” ifadeleri kullanılmış.
‘Mustafa Kemal’i yaşatmayın!’
Belgelerde İskilipli Atıf, Milli Mücadeleye karşı halkı kışkırtmak için broşürlerde, “Yunanlılarla harbe tutuşuyor, sonra da bir taraftan kaçıyor ve bir taraftan şöyle mukavemet ettik, böyle zayiat verdik gibi yalanlarla halkı iğfale çalışıyorsunuz! Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz” sözlerini kullanmış.
Bir başka belgede ise, İskilipli Atıf tarafından, “Harb senelerinde sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin, hemşehrilerinizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zâlimler de var idi. Siz Allah’ın emrine halifenin fermanına ittibâen bu canileri, bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz” çağrısı yapılmış.
Af belgesi
İskilipli Atıf’ın idam edilmeden önce söylediği ve şahitler huzurunda kayda alınan “Kable’l-idam ifadatı” belgesinde, idamın affedilmesi talebinde bulunduğuna yer veriliyor. Belgede, “Mustafa Kemal ve İsmet Paşa Hazretlerinin merhametlerine dehalet ederim. Benim gibi bir şahsiyet yirmi otuz senede yetişebilir. İmha fazilet değildir. Dağ başındaki şaki de yapabilir, şaki de imha olabilir. Demek ki bu fazilet değildir. Fazilet ihya ve ıslahtır” ifadeleri yer alıyor.
Mezarcı’yla başladı
Tarihçi Ümit Doğan yeni belgelere ilişkin şu ilginç bilgileri verdi: “Kapatılan Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı 1992 yılında TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna başvurup mahkeme tutanaklarını istedi. Amacı, İskilipli Atıf’ın suçsuzluğunu ispat edip ona hak ettiği itibarı tekrar kazandırmaktı. Tutanağın fotokopisi Mezarcı’ya verildi. İskilipli Atıf, işgalci Yunan ordusuyla değil Mustafa Kemal Paşa’yla savaşılması gerektiğini telkin eden ve Yunan uçaklarından atılan ihanet beyannamelerinden de sorumlu tutuluyordu. Arşivde bulunamayan dördüncü ve beşinci defterler eksik olduğu anlaşıldı. Kayıp defterlere ulaşıldı. Yeni harflere çevrilen defterler İskilipli Atıf’ın Yunan iş birliğini kanıtlar nitelikte.”
Ankara demirlibahçede eski mezarlıkta Bir çam ağacı altına Gömülen İskilipli Atıf Hoca. İdama şahit olan Meclis zabıt katiplerinden Birisinin Yer Göstermesi ile Gizlice Mezardan çıkarılarak ( 2002 yılında ) İskilipe götürülerek Anıt mezar yaptırılarak defnedilmiştir Mezarda başının ve bir kolunun olmadığı Anlatılmaktadır.
Prof. Dr. Semih Gemalmaz’ın “Türkiye’de Ölüm Cezası 1920-2000” adlı eserinde verilen bilgilere göre 1920 ile 1984 yılları arasında 15’i kadın toplam 712 kişi idam edilmiştir. İdam edilen 712 kişinin çoğunluğunu 20-30 yaş grubundakiler oluşturuyormuş. Ancak bu rakama, Türkiye Büyük Millet Meclisi Denetimi dışındaki İstiklal Mahkemeleri’nin kararıyla idam edilenler dahil değil. 1925’de esas olarak isyanlar ve irticai faaliyetlere karşı kurulan bu mahkemelerin 400 ile bin kişi hakkında idam kararı çıkarttığı ileri sürülmektedir.
İstiklal Mahkemelerinde İdam edilenlerin çoğu Asker Kaçakları Vatana ihanet .Gasp.cinayet .Irza geçme suçlarıdır TBMM de 44 cilt Mahkeme kayıtları Meclis arşivindedir.
Vatana İhanet suçu işleyerek idam edilen İskilipli Atıf hoca nın gerçek idam öyküsü budur. Bu olay Tarihi belgelerle bilinirken sanki Bir Kahraman olarak Tarihe iz bırakmak yanlıştır. ve İstiklal Mahkemesi zabıtları açıklanmalıdır.
Eski Ankaralıların Anlattıklarına göre de Karaoğlan Çarşısında asılan 30 veya 35 kişinin aslında Hastanelerde ölen Kimsesizler olduğu Ve Askerden kaçmaya mani olmak için sahte idamlar olduğu da anlatılmaktadır.
HALUK BALABAN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder