AHİLER.
Ahilik Anadolu’dan Orta Asya ülkelerine ve İran’a kadar
uzanan topraklarda daha çok esnaf ve sanat erbabını bir çatı altında toplayan
ve oralara her türlü desteği veren bir teşkilatın adıdır.
Ahilik teşkilatının yapısında İslam’ın ruhunu yansıtan ana
unsurları görmek mümkündür. Zira bu sistem, müslümanların inanç ve düşünce
sistemiyle yoğrulmuş ve ihtiyaca göre kurulmuştur. Ahilik, “uhuvvet”
(kardeşlik)’le çok yakın ilişkisi olması sebebiyle, İslam dünyasında kabul
görmüş ve kolaylıkla yayılmıştır.
Teşkilatın kurucusu olan Ahi Evran’ın asıl adı Şeyh Mahmud
Nâsıruddîn olup, İran’ın Hoy şehrinde dünyaya gelmiştir. Anadolu’daki bütün
sanatların pîri olarak kabul edilmektedir ve kendisi daha çok dericilik sanatı
ile uğraşmıştır. Anadolu’ya geldiğinde Kayseri, Denizli ve Konya yörelerinde
belli bir zaman kaldıktan sonra Kırşehir’e gelmiş, orada Ahilik teşkilatının
kurulmasını sağlayarak, 93 yaşında iken aynı yerde vefat etmiştir.
Ahilik teşkilatına girecek olan kişi önce şerbet içerek,
sonra peştamal kuşanıp şalvar giyerek teşkilatın mensubu olabilmektedir.
Ahilik teşkilatının, Anadolu’nun birlik ve beraberliğinde,
sosyal ve kültürel yapısında ve eğitiminde önemli rolü vardır. Teşkilata bağlı
kurumda eğitim gören öğrencilere “çırak” denirdi ve çıraklar sadece mesleki
yönden değil, manevi yönden de iyi bir şekilde yetiştirilmekteydiler. Ustalar
ise hem bir eğitim, hem de çırağın ahlaklı, dürüst, çalışkan ve dinine bağlı
bir insan olarak yetişmesinden sorumluydular. Ahiler bu şekilde tasavvufi bir
eğitim sürecinden geçerek manevi alanda olgunlaştırılırken, bir taraftan da
esnaflık mesleğinin düsturlarını öğrenerek kaliteli bir sanat erbabı olma
vasfına erişiyorlardı.
Ahiyân-ı Rum, yani Anadolu Ahileri aralarına katılmak
isteyen ahbaplarına önce referanslarını sorarlarmış. Yani kimden eğitim
aldıklarını.. Daha sonra yol töresince sınava çekilirlermiş. İşte bir sınav ve
örnek iki soru:
- De bakalım, ahiliğin açığı kaçtır?
- Dörttür.
- Say gelsin!
- Eli, yüzü, gönlü, sofrası...
- Kapalısı kaçtır?
- Üçtür.
- Say gelsin!
- Gözü, beli, dili.
- Gözü kapalılıktan murat nedir?
- Kimsenin suçunu, ayıbını görmemektir.
HALUK BALABAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder