ANKARA’DA SEMT İSİMLERİ,ÖYKÜLERİ.
Ankara'da semt isimleri...
Mamak'a bağlı Saimekadın Mahallesi'nin isminin 1402'de Çubuk
Ovası'nda yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusuna yardım eden bir kadından
geldiği biliniyor.
Kaynaklarda, Osmanlı askerine yardım eden Saime Kadın'ın
isminin oturduğu bölgeyle anılmaya başladığı ifade ediliyor. Bir başka kaynakta
ise Hacı Bayram Veli'nin soyundan gelen ve bölgede bahçeleri bulunan ''Saime
Hatun''un semte adını verdiği belirtiliyor.
Halk arasında anlatılan başka bir hikaye de şöyle:
''Saime kadınla alışverişte bulunan biri aldığının
karşılığını getirip vermiş. Saime kadın eline tutuşturulan bir tomar parayı
saymaya başlayınca parayı veren eksiksiz olarak ödemede bulunduğunu anlatmak
üzere, 'sayma kadın, sayma kadın' diye uyarmış. Böylece kadının adı 'sayma'dan
türeyerek Saime olmuş ve bölgenin ismi de böyle anılmaya başlanmış.''
Hacı Bayram Veli'nin doğup büyüdüğü yer olarak bilinen
Solfasol semtinin gerçek adının zülfazıl (faziletli, erdem sahibi kişi) olduğu
çeşitli kaynaklarda yer alıyor.
Ankara'nın gözde mekanlardan Balgat'ın isminin öyküsü ise
şöyle:
''Kat/gat'' kelimesinin öz Türkçe'de şehir anlamına geldiği
ve Balgat'ın ''balşehir'' olduğu kaynaklarda yer alıyor.
Balgat ismiyle ilgili halk arasındaki yaygın inanış ise
şöyle:
''Mustafa Kemal Atatürk'ün yolu bir zamanlar şehrin dışında
kalan Balgat köyüne düşer. Köyde soluklandığı evde çay içmek isteyen isteyen
Atatürk'e gelen çayda şeker yoktur. Atatürk, 'Şeker yok mu?' diye sorunca
oradakiler de Ankara şivesiyle ''Şeker yok amma bal var, bal gat Atam, bal
gat'' der. Atatürk de bunun üzerine bölgenin ismini 'Balgat' koyar.''
Cebeci kelimesinin sözlük anlamı, Osmanlı'nın yeniçeri
ordusunda silah yapan ve bakımıyla görevlendirilen, savaşta silah ve cephaneyi
orduya ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf askerdir. Osmanlı
dönemindeki Cebeci kışlalarının bugünkü Cebeci semtinde kurulmasından dolayı
bölgenin ismi de buradan geliyor.
Dikmen sözlüklerde koni biçimindeki tepe, dikilerek
oluşturulan ağaçlık, dik arazide orman olarak belirtilir. Ankara'nın yüksek
tepelerinden biri olan Dikmen'in artık koni biçimli olup olmadığı
anlaşılmamaktadır ancak semtin tepe sırtlarında kara çam ormanı bulunmasından
dolayı bölgeye bu isim verilmiştir.
Eskiden yoğun olarak görülen Rumlara Ayrancı denilmesinden
dolayı bu bölgenin isminin Ayrancı olduğu söylenir.
Ankara'nın su ihtiyacının karşılanması amacıyla Hatip Çayı
üzerine bent kurulması, bu bölgenin Bentderesi olarak anılmasına neden
olmuştur.
Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri, terzi bulunan bölgeye
Dikimevi denilmiştir.
Başlangıçta 40 hane bulunan semt, Kırkkonaklar adıyla
anılmıştır.
Dışkapı semti, Ankara'nın giriş ve çıkış kapısı olarak
nitelendirildiği için bu ismi almıştır.
Bugün büyük bir alışveriş merkezi ve metro istasyonunun
bulunduğu Akköprü semti, adını Çubuk Çayı, İncesu Deresi ve Hatip Çayı'nın
birleştiği noktada 1222'de Selçuklu Komutanı Alaaddin Keykubat tarafından
yaptırılmış, 3'ü büyük toplam 7 kemerli köprüden almıştır.
Yapılaşmaya 1980'li yıllarda başlanan Yüzüncü Yıl
Mahallesi'ne, 1981'de Atatürk'ün doğumunun 100. yılı kutlamalarında Yüzüncü Yıl
adı verilmiştir.
-Günümüze kadar değişen semt isimleri-
Esenboğa kelimesi aslında bir şahıs ismidir. Ankara
Savaşı'nda başarı gösteren Timur'un generallerinden İsen Buga'nın (mutlu, kutlu,
güzel, iyi ve sağlıklı öküz) ismi zaman içerisinde Esenboğa olarak günümüze
gelmiştir.
Evliyalar semti olarak nitelendirilen Bağlum, 1530'da
Anadolu vilayetinin Ankara kazasına bağlı bir köy olup Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğünün yayınladığı 438 numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri
(937-1530) isimli eserin 354. sayfasında katip hatası olarak ''Yavlum'' diye
kaydedilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda ''Bavlum'' veya Bağlum olarak
değiştirmiştir.
Haymana sözcüğünün anlamı, başıboş hayvanların salındığı
çayırlık, halk ağzında ise tembel demektir. Bir de ''Haymana beygiri gibi
dolaşmak'' yani ''işsiz, güçsüz dolaşmak'' deyimi vardır. Çayıra salınan
hayvanlar, ovanın bu adla anılmasına yol açmıştır.
Halk arasında anlatılan öykü ise şöyle: ''Mana'' ismindeki
kızının burada intihar etmesine üzülen Timur Sultanı'nın acı acı ''Hey Mana,
Hey Mana!'' diye bağırması üzerine bölgedekiler artık bu semte ''Heymana''
derler.
Haymana Başka Bir Rivayete görede Osman Beyin Anası Hayme
Sultanın Kışlak Bölgesi Bu alanı sevdiği
Şifalı sulardan Faydalandığı Adından dolayı HaymeAna adı verildiği
anlatılmaktadır.
Telsizler bölgesindeki Türk Telekom Kültür Merkezi olarak
kullanılan yapılar, 1928'de telsiz istasyonu olarak yapılmış ve 1951'e kadar
Ankara Telsiz İrsal İstasyonu olarak hizmet vermiştir. Çok sayıda telsiz direği
olmasından dolayı semte Telsizler adını vermiştir.
Gökçegöl olarak da anılan Mogan Gölü'nün adı söylentiye
göre, tarikat önderi anlamına gelen ''Mugan''dan gelmiş ve zamanla Mogan'a
dönüşmüştür.
Demirli Bahçe Abidinpaşa’nın Ankara valiliği zamanında Oğlu Ademi Şehremini Hacı Süleyman Efendinin
Etrafı Demir Parmaklıklarla çevrili Muhteşem Bahçesinde Bir hafta süren Düğünle
evlendirdiği Bu bölgeyede Bu Yüzden Demirli Bahçe adı Verildiği Rivayet
Olunmaktadır.
Hacı Süleyman efendi Ankara Şehreminidir. = Belediye Başkanı
Muhteşem Konağı Bu gün İstiklal Mahallesi = Yahudi Mahallesi = Leblebici
Mahallesinde Muhteşem Tavan işlemeleri ile ve Önündeki adını Taşıyan Mermer
Çeşmesi ile Ünlü idi .Resim Heykel Müzesi Envanterine Kayıtlı sayılı Ankara
Konak tavanları arasındadır Bu gün Bu muhteşem Konaktan en ufak bir Parça
kalmamış tamamen yıkılmıştır Sakalar İlk
Okulu yerinde Tarihi Baha biçilmez Üç konaktan birisi idi Bu gün Bile bu Tarihi Üç konağın İlk okul
olarak Kullanıldığını ve Varlığını bilen Çok az kimse mevcuttur.
Cebeci Çayırı Ankaralılarca Hamit Tarlası olarak bilinmektedir Yukarda kısa öyküsü anlatılmakla beraber
Sakarya Savaşı sırasında da Kars’tan Gelen Kazım Karabekir Paşanın Ordusunun
Tümeninin askerlerine de Kışla ve Karargah yeri olarak Kullanılmıştır.
Kaynak. : Vakıf Belgeleri. Ankara Salnamesi. Ve Ankara
yerlilerinin ve Büyüklerinin Anlattıkları sözlü Tarih Bilgilerini içermektedir.
Haluk Balaban.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder