ÇEKİRGE İSTILASİ !!!
ANKARA’DA YAŞANMIŞ BİR OLAY
ÇEKİRGE İSTİLASI VE SIĞIRCIK KUŞLARI.
Şeyh Ali Semerkandî hazretlerinin yaşayan kerametlerinedair, 1890 yıllarında Ankara’da, daha sonra da Kırım’da yaşanan çekirge istilası ile ilgili olarak,
Ankara Belediye Reisi Ademzade Ahmet Bey’in hatıra defterinden şu bilgileri, merhum Şeref Erdoğdu “Ankaram” isimli eserinde verir:
“Çekirge istilâsı, afatı semaviyeden addolunsa yeridir.
Bundan 60 küsur sene evvel (hatıra tarihine göre 75yıl önce yani 1890 yıllarında) Ankara’ya güz mevsiminde uçuşan milyonlarca çekirge gelmiş, öyle ki; bütün Ankara semasını kaplamış güneş görünmez olmuştu.
Kış günü yağan kar fırtınası gibi korkunç bir âfet idi.Sokakta yürürken insanın yüzüne gözüne çarpar, evlerin içine girer, oda kapısını açık bulursa oraya girer,kapıdan bacadan kendini atar, mutbah da yemeklerin içine girer, bu hayvanın girmediği köşe bucak kalmamıştı. Hane içinde sebzeye dair ne bulursa yerdi. Geldiği zaman hububata pek zarar vermedi; zira
mahsul kaldırılmıştı.
Yiyecek bulamadı, fakat kozasını Ankara muhitinegömdü. Bahar gelince kozadan çıkmaya başladı. Kozalar kabuklu fıstık gibi olup, beher kozanın içinde pirinçtanesi gibi 80-90 tane çekirge tohumu bulunuyordu. Havalar ısınmıya başlayınca pire halinde çıkmayabaşladı. Çekirge cansız koza halinde iken, hükümether mahalle ve her şahsı mükellef tutarak çekirge itlafına başladı. Her mahalle halkı camilerdeki kilim vesergilerle bir mıntıkaya giderek ellerinde yelpazelerle pire gibi olan bu çekirgeleri toplayıp kaplar içinde Belediyeye teslim ederlerdi. Çekirge toplamında bulunamıyanlar,dükkânlarda bir meta gibi satılan kozayı satın alarak Belediyeye teslim mecburiyetinde kalmıştı.Bu toplama bir fayda vermedi. Uçma zamanı geldi; etrafta bir şey bırakmadı, yedi bitirdi.Müşahedemi söyliyeyim: Solfasol civarında toplama yapıyorduk, büyük bir sahada yemyeşil ekilmiştarlayı on dakika içinde simsiyah bir hale getirdi. Çünkü,
milyonlarca hayvana ne dayanır.
Maddî çare bulunamayınca maneviyata müracaatmecburiyeti hasıl oldu. Yabanabat’ın (Kızılcahamam)Şeyhler Karyesinde Ali Dedeli Şeyhler namiyle yadedilen Hazreti Ebubekir veyahut Hazreti Ömer Faruk sülâlesinden bir zatın, kerameti kulundan olan bir çeşmenin suyundan bir miktar su alınıp, çekirge bulunan mahalle götürülürse, suyun arkasından binlerce sığırcıkkuşu gelir, çekirgeyi itlaf edermiş diye öteden beri
bir efsane, bir itikat ve itimat vardı.
Nihayet ulema ve sülehandan bir heyet Şeyhler karyesine gönderildi.Orada bulunan zatlarla birlikte çeşmeden su alındı.Matara gibi kaplarla ve bir heyetle Ankara’ya Akköprü civarında vasıl olduklarında bütün Ankara halkı ve
mektepli çocuklar karşıladı.
Şeyhler, hocalar dua ederek mübarek sudan birermiktar bazı camilerin mihraplarına kondu. Bir kaç gün
sonra sığırcık kuşları gelmeye başladı.
Öyle ki; yüzbinlerce kuş Ankara’yı istilâ etti. Çekirge sahasını sığırcık kuşu kapladı. Halbuki Şeyhler Köyünde ve çeşmede hiç biri görünmezken bu kuşlar nereden geliyor, kimse
buna dair malûmat veremiyor...
Bugünkü münevverler buna cevap verirler mi acaba?Hatırımda kaldığına göre, bundan 45-50 seneönce Rusya’nın Kırım ülkesinde çekirge zuhur ediyor.Müslüman Tatarlar, Rus Hükümetine müracaat ederek çekirgenin itlafı için sığırcık kuşunu istiyorlar. Rus Hükümeti bu taleplerini kabul ederek, Osmanlı Hükümetine yazıyor. Şeyhler Köyünde olan bu mübarek
sudan alarak bir heyet marifetiyle gönderiliyor.
Arkasından kuşlar da Kırım diyarına varıyor. Bu heyet âzasiyle görüştüm, vak’ayı dinledim. Gerek dahilde,gerek hariçte çekirge imha eden bu kuşlar nereden geliyor?Kim gönderiyor? Niçin başka vakitlerde bu kuşlar
gelmiyor?
Bu hali benim gibi binlerce insan görmüştür.
Bu hal bir kerametse kimin? ve kime aittir? Sihir midir,
yoksa tabiî mi? Meçhulümüz olan bir hakikattir.”
KAYNAK: Şeref Erdoğdu ( Ankara kulübü seymeni ) ANKARAM eseri.
HALUK BALABAN.
Not : SIĞIRCIK: 1000 sığırcık bir ayda 20 ton çekirge tüketir, yavrulama mevsiminde günde 400 böcek tüketir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder