TÜRKÜSÜ VE ZEYBEĞİN YURT GENELİNDE ÇEŞİTLEMELERİ ve Araştırılması.
Isparta yöresi köylerine kadar güneyde yaygın olan bir oyunun çeşidinin adıdır.
Bitlis'te bile oynandığı biliniyor.
Sarı Zeybek, inip gelir inişten
Her yanları görünmüyor gümüşten
Habarım yok dün geceki cümmüşten (cümbüşten)
Sarı Zeybek inip gelir dereden
Heryanları görünmüyor bereden
Hekim napsın iyi olmaz yareden
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silâhları paslanır
Benim yârim küçücükten uslanır
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silâhları paslanır
Deli gönül bir gün olur uslanır
Yazık olsun, telli doru, şanına
Bir kere bak mor cepkenin kanına
Allah dedim yatağına dayandım
Yurdun için al kanlara boyandım
Dört yanıma düşman almış uyandım
Yazık olsun, telli doru, şanına
Bir kere bak mor cepkenin kanına
Sarı Zeybek bu dağlara büyüdü
Şu dağları kara duman bürüdü
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürüdü
Yazık olsun, telli doru, şanına
Bir kere bak mor cepkenin kanına
Eski Sarı Zeybek türküsünün ezgisi olduğunda hiç şüphe bulunmayan başka bir Sarı Zeybek Havası, bu ad ve ayrı oyunuyla doğu illerimize kadar yer yer yayılmıştır. Ege yörelerinde yerini tamamiyle yeni havaya kaptırmış görünen bu eski ezgi ve oyunun, Sivas'tan öteye Çorum, Erzurum, Bitlis ve hatt' Van köylerine kadar bilâkis tanınıp oynandığı oluyor.
Bir kadın veya başına yazma örtünerek kadın rolünü üzerine alan bir erkek, iskemleye oturup süzülür. Oyuncu efe, iki elinde birer kama olduğu halde oyuna kalkar. Saz başlayınca da 9 / 8 tartımındaki aksak ezgili ve kıvrakça oyununa girer. Bazı harekelerle, önce ortadaki kadına aşkını il'n eder, yerlere çöker (başı kadının ayaklarına eğilecek surette), etrafında dolaşır. Az sonra da gördüğü al'kasızlıktan canı sıkılmış halde, tehdide geçer. Elindeki kamalar ikide bir sevgilinin başı etrafında fırıldanmaya başlar. Kadın, buna da aldırış etmeyince, kamalar artık seyircileri bile ürpertecek bir hırçınlık ve sabırsızlıkla sevgilinin büsbütün yanı başında parıldarlar. İşte bunun üzerinedir ki, kadın nihayet amana (imana) gelmiş görünüp gülümser ve yerinden kalkarak yürür, erkeğin oyununa ayak uydurur.
KAYNAK: Kültür Bakanlığı yayınları.
Sarızeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar silahları ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
Yazık olsun telli doru şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
Şu dağlara kara duman bürüdü
Üç yüz atlı beş yüz yaya yürüdü
Sarızeybek şu cihanda bir idi
Yazık olsun telli doru şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
KAYNAK : Osman Pehilivan Rumeli. Derleyen : Oyhan Hasan Bıldırki
Ankara da Sarı Zeybek . 1919 ylında Mustafa Kemal Paşanın Ankaraya Teşerrifleri sırasında Kızılbaş Davulcular ve zurnacılar Ankaraya has Sarı zeybek çeşitlemesinden zeybeği çalmışlar nitekim Mustafa Kemal Paşanın Ankaraya gelişinin Canlandırılması ve Cumhuriyetin 10 yıl dönümünde Sarı Zeybek çeşitlemesi icra edilmiş Sovyet Rusya Devletinin Çektiği videolardada bu zeybek İcra edilmiş sergilenmiş Ankaralı Kadınlarımz ve Seymenler ayrı ayrı oynamışlardır Mustafa Kemal paşanın Çankaya köşküne davet ettiği seymenlerde Ankara tavrna yakın bu zeybeği çalmışlardr Rahmetli Rıfat Balabanın Genç osman efe ve Yağcıoğlu Fehmi efeden Dinlediğini söylediği eğede ve Rumelide çalınıp söylenen Sarı Zeybek Türküsünün Başka bir çeşitlemesini Ferfene arşivlerinde çalmıştır.
Görüleceği üzere Sürmeli Çeşitlemesi Gibi Sarı Zeybek ezgiside Tüm yurtta Çalınıp icra edilmesine rağmen Ankara da sadece sözsüz zeybek tarzında çalınıp icra edilmiştir.
SARI ZEYBEK Çeşitlemesi sözler ve Müzik Anonim olmakla beraber Ankara tavrına özel eski seymenlerce çalınıp icra edilmiştir.
KAYNAK : Rıfat Balaban ve Haluk Balaban.
Haluk Balaban Arşiv.
not : aşağıdaki videodaki Müzik aranağmeleri Ankara Motifleri içermektedir. sarı zeybek Rumeliden Egeye Ankaradan Bitlise ve Vana Kadar sergilene tüm yurdumuzun Zeybeğidir. hiç kimse Ankara da oynanamaz diyemez..Bunun en Güzel örneği MİSGET oyun Havamızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder