26 Nisan 2025 Cumartesi

 

ANADOLU İSMİ. Ve GELİN KAYASI ÖYKÜSÜ.

Kızılcahamam Taşlıca Köyü ve Ayran  Taşı.

Anadolu isminin nereden geldiğini biliyor musunuz? O halde bu yazımızda sizlere hem Anadolu isminin hikayesini anlatalım hem de gezilecek bir noktadan bahsetmiş olalım.

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca Köyü'ndeki bir türbede başlar hikaye. Bu türbede Kırmızı Ebe adında bir evliya yatar. Anadolu Selçuklu devleti döneminde yaşamıştır Kırmızı Ebe. Sultan Alaaddin Keykubat Başköy Kalesi'ni fethe giderken Taşlıca Köyü'nde mola verir. O sırada Kırmızı Ebe oğlu Oruç Gazi'yle birlikte askerleri konuk edip ayran ikramında bulunur. Kırmızı Ebe bir taş oluktan döktüğü ayrandan tüm askerlerin içerek kaplarını doldurmasını söyler. Askerler kana kana içtikleri ayranı kaplarına koysalar bile oluktaki ayran bitmez. Sonrasında bir askerle Kırmızı Ebe arasında şu konuşma geçer:

-Doldurun Gazilerim,

-Doldur Ana.

-Doldurun yavrularım

-Ana, dolu.

Yaşan bu olay Sultanın kulağına gider. Bu durum karşısında şaşıran Alaaddin Keykubat, Kırmızı Ebe'yi huzuruna çağırdığı vakit, ebenin kerametinden çok etkilenir. Buradaki araziyi Kırmızı Ebe'ye tahsis eder. Anadolu kelimesinin doğuşuna vesile olan Kırmızı Ebe Türbesi'ni Kızılcahamam'da ziyaretlerinize mutlaka dahil etmenizi öneririz.

Gelin kayası:

Köyün güneyinde bir tepededir. Uzaktan bakınca gerçekten at üzerindeki bir gelin görünümündedir. Yanında gelinin sacayağı, odası, merdiveni ve vurulduğunda davul gibi ses çıkardığından, taş olan davulcunun davulu olduğu söylenen taşlar vardır. Düğünlerde davul çalmama adetinin, geçmiş ûlemanın eğlencede aşırıya kaçılmaması için koyduğu bir müeyyide veya Bizans devrinden kalma bir efsane olması muhtemeldir. Taşlıca köylüleri, bu “ davul çalmama” adetine asırlarca uymuşlardır. Geçmişte, civar köylerden bazılarının, buna inanmayıp davul çaldıkları, ancak felç olup yatağa düştükleri anlatılıyor.

Haluk Balaban.





21 Nisan 2025 Pazartesi

 


KIZILCA GÜN HEYKELİ. Ve SEYMEN BAŞLARI.

 

Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Daire Başkanlığı koordinasyonunda yaptırılan bu anıtın maliyeti ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi tarafından karşılanmıştır…

27 Aralık Atatürk'ün Ankara'ya gelişi ile Milli Mücadele yıllarını anlatan anıt, Genelkurmay Kavşağı'na konuldu. Heykeltıraş Aslan Başpınar, tarafından yaklaşık 10 metre yüksekliğe ve 4,5 metre ene sahip cam elyaf takviyeli polyester malzemeden yapılan anıt, 17 figür ve 1 rölyeften oluşuyor.

Anıtın kademeli mimari formu 16 Türk Devletini, Ay Yıldız ise Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor. Anıtta Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere dönemin Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi, Ankara Vali Vekili Yahya Galip, Müderris Beynamlı Hoca Mustafa Efendi ve ilk kadın muhtar Satı Kadın yer alıyor. Ana figürlerin etrafında ise Ankara'nın yiğit Seymenleri,, gençler ve çocuklar ile Milli Mücadele'ye inanmış Ankaralılar bulunuyor. Bu anıtı Ankara’ya kazandıran --Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101. Yıl dönümünün anısına Genelkurmay Kavşağı’na yapılan  Kızılca Gün Anıtı’nı Maliyetini  ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi tarafından karşılanan ve yaklaşık 10 metre yüksekliğinde olan anıt, Ankara Büyük Şehir Belediyesinin Büyük Katkıları ile Tarihe Miras bırakılmış isede bence  Ata’mızı Karşılayan Seymen Büyüklerinin adlarını Kapsayan Bir plaketinde Bu Muhteşem Heykelin Bir Köşesinde adları Bütünleşmeli idi.

Atamızın  Yüzünü dahi Görmeden 26 mayıs 1919 ve 5 ekim 1919 da Ankara’da Seymenlerin ve Ankaralı  İleri gelenlerin Düzenlediği Mitingleri  İncelemek gerekli idi. Üç Bin atlı 700 yaya Seymenin  ve Ankara Bacılarının yüz bini geçkin Ankara Halkının galeyanına örnek  Başta Seymen Başı KASAP YAŞAR. YAĞCIOĞLU FEHMİ EFE. HÜSNÜOĞLU BAHRİ EFE. ÇELİK İBRAHİM EFE.GENÇ OSMAN EFE. GÜVENÇLİ İBRAHİM EFE. KIRIŞLARIN BEKİR EFE. YENİ ŞEHLI RIZA EFE. KASAP ALİ ALPINAR EFE . ( Kara kamçı lakaplı ) ARABACI HÜSEYİN EFE  nin İsimleri Bu Muhteşem Heykelin Altına yazılmalı idi. Atamız bu Seymenleri zaman zaman Çankaya Köşküne Çağırmış Sohbet etmiş onlarla birlikte gülmüş oynamıştır  Bu Seymenlerin Çocukları Torunları yaşamakta ve Dedelerinin isimlerini Bu Heykelin altında Görmek istemektedirler.

         Ankara Büyük Şehir yetkilileri Bu Değerli Seymen büyüklerinin İsmini yazmazsanız dahi Ben Yazmaya devam edeceğim.

HALUK BALABAN .

5 Nisan 2025 Cumartesi

 

ANKARA .ELMADAĞ’DA İDRİS DAĞ’DA KAR KUYULARI.

BEYPAZARI KOZALAN KAR KUYULARI.

KAR DOLABI.KORDOLABI…!

Tarihte Ankara da Kışlar uzun ve yağışlı geçer Yazlarda Fevkalade sıcak Geçerdi.

Yaza rastlayan Ramazan Aylarında Ankaralılar Elmadağ ve İdris Dağında Açılan Kar kuyularına biriktirilen Karlarla Yazı hoşça geçirirlerdi. Elmadağ ve idris dağında 100 e yakın kar kuyusunun varlığından bahsedilmektedir. Son zamanlara Kadar 22 adet Elmadağ da kar kuyusu kalmışsa da bu güne kadar Bakımsızlıktan yok olmuş kuyular göçmüş su ve toprak dolarak kaybolmuştur. Beypazarın da bulunan 2 kar kuyusu Kültürel miras olarak tescil edilmiş koruma altına alınmıştır.

Kar kuyuları 3 veya 4 metre derinlikte en az 2 metre çapında içi çorak yani kili toprakla sıvanmış kuyulardır kışın bu kuyulara temiz Kar depolanır sıkıştırılır karın üzerine teliz örtülür telizin üstüne kuru iri saman döşenir en üstüne tahta döşenir ve toprakla örtülür. Yazın buradan sıkıştırılmış karlar eşek ve katır sırtında ankaraya getirilir halka satılırdı. Zengin Ankaralıların Konaklarında KARDOLABI mevcuttu bu dolap evin alt katı olan Masara  adı verilen taş odadadır. Dolap şeklinde içi çinko kaplı çinko öncesi sıkıştırılmış saman kaplı tahta dolaplardır sadece bu karı muhafaza etmek için Kullanılır DTCF proflarından cebecide oturan rahmetli coğrafya bölüm başkanı REŞAT İZBIRAK hocamız Bu kara BUZKAR adını vermiştir.

Ramazanlarda Buzkar dan iftar sofralarında Ayran içine Bal şerbetine zerdeli Hoşafına konur buz gibi içilirdi Bazı hayır sever Ankaralılar Teravih namazı sonrası Cami önlerinde Buzkarlı Bal şerbeti. Vişne suyu dağıtırlarmış.

Rivayet odur ki kale Altında Oturan Ermeni aileleri. Buzkar dan Kaseler yapar Misafirlere bu kase ile şerbet ikram ederlermiş.

Bu kar kuyularının yerleri yeniden tespit edilerek Ankara’mıza Kültürel Miras örneği olarak Aktarılmalıdır Buz dolapları çıktıktan sonra unutulan bu Ankara Ritüeli Kayıtlara geçmelidir.

Gelelim KORDOLABINA eski tarihlerde Ebemiz Atamız Evlerde Konaklarda Bakır mangal Kullanırlardı Bu Mangalda da Meşe kömürü yakılır zehirli gazı yakıldıktan sonra Ev içine alınır odadan odaya gezdirilirdi Gece Olunca Bir adı da Gusulhane olan kor dolabına konur Kapağı örtülür sabah tekrar oda içine alınırdı Gusulhanelerin Mutlaka havalandırma bacası ve Akarı bulunurdu.

Mangal küllerinin döküldüğü Ankara da iki yer mevcuttu biri Samanpazarının bakırcılar çarşısı yanı Kaba küllük diğeri Bu gün Cermodern’in bulunduğu alan Zengini fakiri Külleri buraya döktürürdü.

Ankaralı gençlerde mahalle kavgalarını bilhassa bu küllük te yaparlardı o yüzden her horoz Kendi Küllüğünde öter sözü buradan gelmektedir. Kavga sonunda kül yaraya bereye en iyi gelen ilaçtır.

Haluk Balaban .