26 Ocak 2024 Cuma

 GEÇMİŞTE ANKARA DA GELİN BAŞI VE TEL ÖRME OLAYI.

Ankara’da Geçmişte Gelin adayı Damadın ailesi tarafından Hamama götürülür yunur yıkanır görümceler eltiler Kaynana Tarafından Gelinin Vucudu İncelenir. Yarası beresi görünür bir sakatlığı varmı diye Tabi bu olay gayet nezih bir şekilde Eğlence arasında yunma yıkanma Sırasında gözlemlenirdi.
Hamam sonrası Gelin adayın saçı Bazen 40 BELİK örülür. Bazen de 40 belik örme sırasında Hakiki Gümüş sim ile Örgü yapılır. Zifaf gecesine ve bir ay sonrasına kadar katiyen çözülmezdi.
Gümüş Sim ile Belik Belik Örmenin sebebi ZİFAF Heyecanını yenmesi Gümüşün asırlardır bilinen İnsanı relaks yapan etkisinden dolayı Olduğu içindir Öz Angaralılar Bu olayı gayet iyi bilir Asırlar öncesinden Gümüşün insan kanını bile durdurduğunu ufak kanamalara mani olduğu bilinmektedir. Gümüş Kasede içilen şerbetlerde suikast olarak zehir konursa hemen belli olur Osmanlı Padişahları sıvıları mutlaka gümüş kaselerde içerlerdi.
Ankaramızda da Hacettepeli Bekçi Hüseyin Dayının Rahmetli eşi TİL ÖREN EMİNE HALA Bu konuda uzmandı Gelin adayları kapısında sıra beklerdi hamam sonrası. Mekanı cennet Olsun.
Ankaramızda çeşitli saç örme modelleri vardır Birbirinden güzel modeller hayranlık Uyandıracak derecede Muhteşemdir.
Ankara Tarihi ve kültürü araştırmacısı A. HALUK BALABAN.

Tüm ifade

 


ANKARA’DA SEMT İSİMLERİ,ÖYKÜLERİ.

Ankara'da semt isimleri...

Mamak'a bağlı Saimekadın Mahallesi'nin isminin 1402'de Çubuk Ovası'nda yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusuna yardım eden bir kadından geldiği biliniyor.

Kaynaklarda, Osmanlı askerine yardım eden Saime Kadın'ın isminin oturduğu bölgeyle anılmaya başladığı ifade ediliyor. Bir başka kaynakta ise Hacı Bayram Veli'nin soyundan gelen ve bölgede bahçeleri bulunan ''Saime Hatun''un semte adını verdiği belirtiliyor.

Halk arasında anlatılan başka bir hikaye de şöyle:

''Saime kadınla alışverişte bulunan biri aldığının karşılığını getirip vermiş. Saime kadın eline tutuşturulan bir tomar parayı saymaya başlayınca parayı veren eksiksiz olarak ödemede bulunduğunu anlatmak üzere, 'sayma kadın, sayma kadın' diye uyarmış. Böylece kadının adı 'sayma'dan türeyerek Saime olmuş ve bölgenin ismi de böyle anılmaya başlanmış.''

Hacı Bayram Veli'nin doğup büyüdüğü yer olarak bilinen Solfasol semtinin gerçek adının zülfazıl (faziletli, erdem sahibi kişi) olduğu çeşitli kaynaklarda yer alıyor.

Ankara'nın gözde mekanlardan Balgat'ın isminin öyküsü ise şöyle:

''Kat/gat'' kelimesinin öz Türkçe'de şehir anlamına geldiği ve Balgat'ın ''balşehir'' olduğu kaynaklarda yer alıyor.

Balgat ismiyle ilgili halk arasındaki yaygın inanış ise şöyle:

''Mustafa Kemal Atatürk'ün yolu bir zamanlar şehrin dışında kalan Balgat köyüne düşer. Köyde soluklandığı evde çay içmek isteyen isteyen Atatürk'e gelen çayda şeker yoktur. Atatürk, 'Şeker yok mu?' diye sorunca oradakiler de Ankara şivesiyle ''Şeker yok amma bal var, bal gat Atam, bal gat'' der. Atatürk de bunun üzerine bölgenin ismini 'Balgat' koyar.''

Cebeci kelimesinin sözlük anlamı, Osmanlı'nın yeniçeri ordusunda silah yapan ve bakımıyla görevlendirilen, savaşta silah ve cephaneyi orduya ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf askerdir. Osmanlı dönemindeki Cebeci kışlalarının bugünkü Cebeci semtinde kurulmasından dolayı bölgenin ismi de buradan geliyor.

Dikmen sözlüklerde koni biçimindeki tepe, dikilerek oluşturulan ağaçlık, dik arazide orman olarak belirtilir. Ankara'nın yüksek tepelerinden biri olan Dikmen'in artık koni biçimli olup olmadığı anlaşılmamaktadır ancak semtin tepe sırtlarında kara çam ormanı bulunmasından dolayı bölgeye bu isim verilmiştir.

Eskiden yoğun olarak görülen Rumlara Ayrancı denilmesinden dolayı bu bölgenin isminin Ayrancı olduğu söylenir.

Ankara'nın su ihtiyacının karşılanması amacıyla Hatip Çayı üzerine bent kurulması, bu bölgenin Bentderesi olarak anılmasına neden olmuştur.

Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri, terzi bulunan bölgeye Dikimevi denilmiştir.

Başlangıçta 40 hane bulunan semt, Kırkkonaklar adıyla anılmıştır.

Dışkapı semti, Ankara'nın giriş ve çıkış kapısı olarak nitelendirildiği için bu ismi almıştır.

Bugün büyük bir alışveriş merkezi ve metro istasyonunun bulunduğu Akköprü semti, adını Çubuk Çayı, İncesu Deresi ve Hatip Çayı'nın birleştiği noktada 1222'de Selçuklu Komutanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış, 3'ü büyük toplam 7 kemerli köprüden almıştır.

Yapılaşmaya 1980'li yıllarda başlanan Yüzüncü Yıl Mahallesi'ne, 1981'de Atatürk'ün doğumunun 100. yılı kutlamalarında Yüzüncü Yıl adı verilmiştir.

-Günümüze kadar değişen semt isimleri-

Esenboğa kelimesi aslında bir şahıs ismidir. Ankara Savaşı'nda başarı gösteren Timur'un generallerinden İsen Buga'nın (mutlu, kutlu, güzel, iyi ve sağlıklı öküz) ismi zaman içerisinde Esenboğa olarak günümüze gelmiştir.

Evliyalar semti olarak nitelendirilen Bağlum, 1530'da Anadolu vilayetinin Ankara kazasına bağlı bir köy olup Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı 438 numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri (937-1530) isimli eserin 354. sayfasında katip hatası olarak ''Yavlum'' diye kaydedilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda ''Bavlum'' veya Bağlum olarak değiştirmiştir.

Haymana sözcüğünün anlamı, başıboş hayvanların salındığı çayırlık, halk ağzında ise tembel demektir. Bir de ''Haymana beygiri gibi dolaşmak'' yani ''işsiz, güçsüz dolaşmak'' deyimi vardır. Çayıra salınan hayvanlar, ovanın bu adla anılmasına yol açmıştır.

Halk arasında anlatılan öykü ise şöyle: ''Mana'' ismindeki kızının burada intihar etmesine üzülen Timur Sultanı'nın acı acı ''Hey Mana, Hey Mana!'' diye bağırması üzerine bölgedekiler artık bu semte ''Heymana'' derler.

Haymana Başka Bir Rivayete görede Osman Beyin Anası Hayme Sultanın  Kışlak Bölgesi Bu alanı sevdiği Şifalı sulardan Faydalandığı Adından dolayı HaymeAna adı verildiği anlatılmaktadır.

Telsizler bölgesindeki Türk Telekom Kültür Merkezi olarak kullanılan yapılar, 1928'de telsiz istasyonu olarak yapılmış ve 1951'e kadar Ankara Telsiz İrsal İstasyonu olarak hizmet vermiştir. Çok sayıda telsiz direği olmasından dolayı semte Telsizler adını vermiştir.

Gökçegöl olarak da anılan Mogan Gölü'nün adı söylentiye göre, tarikat önderi anlamına gelen ''Mugan''dan gelmiş ve zamanla Mogan'a dönüşmüştür.

Demirli Bahçe Abidinpaşa’nın Ankara valiliği zamanında  Oğlu Ademi Şehremini Hacı Süleyman Efendinin Etrafı Demir Parmaklıklarla çevrili Muhteşem Bahçesinde Bir hafta süren Düğünle evlendirdiği Bu bölgeyede Bu Yüzden Demirli Bahçe adı Verildiği Rivayet Olunmaktadır.

Hacı Süleyman efendi Ankara Şehreminidir. = Belediye Başkanı Muhteşem Konağı Bu gün İstiklal Mahallesi = Yahudi Mahallesi = Leblebici Mahallesinde Muhteşem Tavan işlemeleri ile ve Önündeki adını Taşıyan Mermer Çeşmesi ile Ünlü idi .Resim Heykel Müzesi Envanterine Kayıtlı sayılı Ankara Konak tavanları arasındadır Bu gün Bu muhteşem Konaktan en ufak bir Parça kalmamış tamamen yıkılmıştır  Sakalar İlk Okulu yerinde Tarihi Baha biçilmez Üç konaktan birisi idi  Bu gün Bile bu Tarihi Üç konağın İlk okul olarak Kullanıldığını ve Varlığını bilen Çok az kimse mevcuttur.

Cebeci Çayırı Ankaralılarca Hamit Tarlası olarak bilinmektedir  Yukarda kısa öyküsü anlatılmakla beraber Sakarya Savaşı sırasında da Kars’tan Gelen Kazım Karabekir Paşanın Ordusunun Tümeninin askerlerine de Kışla ve Karargah yeri olarak Kullanılmıştır.

Kaynak. : Vakıf Belgeleri. Ankara Salnamesi. Ve Ankara yerlilerinin ve Büyüklerinin Anlattıkları sözlü Tarih Bilgilerini içermektedir.

Haluk Balaban.