25 Aralık 2021 Cumartesi

 MUSTAFA KEMAL PAŞA ANKARA'YA GELİRKEN.

#unutulan Ankaralılar Ankara’yı başkent yapanlar,
Koparanlı Mustafa efendi., ( kuvvacı Mustafa )
1883 Koparan doğumludur.Babası Koparanzade Köse İsmail ağa .Annesi Tuluntaşlı Ateş ailesinin büyük halası Halime kadındır.Ailenin temettuat kaydı ve vakıf kayıtlarına göre mesleği Yün tüccarlığıdır.Redid mektebi mezunu olan Mustafa efendi Askerliğini Haymanada Kâtip olarak yapmış İstiklal harbinde de 10 at 150 koyun 70 tiftik keçisi bağışlamıştır.Eski tabirle 4 atlı Yaylısını faytonunu Ulus İlk mektep okulu karargah iken oraya makam taşıtı olarak komutanlara hediye etmiştir.Heyet-i Temsiliyye Haymana azasıdır.Gazi paşayı dikmen sırtlarında karşılamıştır.Türkoğlu Ali ağanın konağında toplanan Kuvvacılardandır.Sakarya ve Haymana harbi günlerinde Ordumuza ekmek yemek su gibi ikmal işlerinde ulaşımın başında yer almıştır.Muallim mektebi mezunlarından Tatar Fuat efendiyi köye öğretmen olarak getirmiştir.Boyacızadeler ve Koyuncugiller ile akrabadır.Halife Ahi Ahmet soyundan dır.Kayabaşılı Makaların gelini Fadime Kadın ile Amca oğludur.Atatürk'ün yaver askeri Derviş Ali oğlu Sarı Hüseyin çavuş ile bacanaktır.Aynı zamanda Mustafa efendinin kızı Halime hanım Ankara’nın ilk milli eğitim müdürlerinden Mehmet Ulvi USALP beyle evlidir.Torunlarının soyadı ADA dır. Mustafa efendi ağır bir hastalığa yakalanarak 1924 yılında vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin.
Haluk Balaban.
Kuvvacı Mustafa Bey Gölbaşı Ankara Kulübü SEYMENLERİNDEN Bahadır Ada’nın Babasının Dedesidir
Mekanı Cennet Ruhu Şad olsun..

 HACETTEPELİ HALİL EFENİN OĞLU

HALAÇLILI MEHMET AĞA. Milli Mücadele Kahramanı.
Milli Mücadele yıllarında Halaşlı Köyü’nün önemli bir yeri vardır. Özellikle köyün eşrafından Mehmet (Atak) Ağa, ordunun ekmek ihtiyacını karşılamak için köyde üç fırın yaptırır. Köyün yakınlarındaki meşelik ormanında kesilen odunların deveboyu ve konvoyboyu kağnılarla taşınmasında Mehmet ağa’nın yardımı çok olmuştur.Sakarya Savaşı’nda köy, ordunun bir ikmal merkezi olarak kullanılır. Bu savaşta Türk Ordusuna yapılan yardımlarda onun payı büyüktür.
Mehmet ağa, Milli Kurtuluş Savaşında Haymana Cephesinde maddi ve manevi katkılarıyla ün saldı. 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişinde, onu karşılayan 100 Haymana atlısı arasında kardeşi Hüseyin ağa ile birlikte yer aldı. Atatürk’ü karşılamaya giden konvoyun konaklama sırasındaki ihtiyacı Mehmet ağa tarafından karşılanmış. Haymana’daki Kuva-i Milliye hareketine ve Anadoluda kurulan Milli cemiyetlere toplanan yardımlara öncülük etmiştir.
Haymana İlçesinde seçilmiş meclis üyeliği görevinde bulunmuştur. Cumhuriyetin 10. yıldönümü törenlerine katılan 400 Haymana atlısının arasında yer almış, yiyeceklerini temin etmiştir.
Halaşlılı Mehmet Ağa, sahip olduğu konağıyla da tanınır. 1923 yılında yapımına başlanan, benzerleri Heybeliada ve İsviçre’nin Alp dağlarında bulunan, Planı İsviçreli bir mimar tarafından yapılmış ve Rum ustalar tarafından yapılan tarihi konak 1929 yılında tamamlanmıştır. Yapıda kullanılan kesme taşlar, Hisarlıkaya’dan develerle getirtilmiş. Konakta elektrik ve su tesisatı o tarihlerde monte edilmiş, dinamoyla elektrik sağlanmıştır. İlk kez köylüler radyoyu bu konakta dinlemişlerdir.Mehmet Ağa 1880 yılında Hallaçlı’da doğmuş ve 1944 yılında Hallaçlı’da vefat etmiştir. Mezarı Hallaçlı köyündedir.
HALUK BALABAN.
(Kaynak:Osmanlı Arşivleri, H.İbrahim Uçak-Tarih içinde Haymana, Hacattepe Üniversitesi)
Halaçlı isminin Osmanlınn kanuni dönemlerinde Halatçı olarak bilindiği Çevrede Osmanlın en sağlam halat yapan köyü olduğu kenevir ve kendir Ürünlerinin en kalitesi ile ün yaptığı Tarihi gerçeklerdir zamanla Hallatçı ismi Halaçlı ( Halaşlı ) Olarak halk diline yansıdığı anlatılmaktadır.
Bu gün Ankara Gölbaş ilçesine Bağlı Halaşlı veya Hallaçı mahallesi olarak anılmakta ve Sayın Ankara Büyük şehir belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Sayın Bekir Ödemiş Başkanın sayesinde bu değerli Konak restore edilerek Tarihimize kazandırılmaktadır.
HALUK BALABAN.


21 Aralık 2021 Salı

 ATATÜRK ANKARAYA GELİRKEN....!

BEYAZ ŞERİTLİ İSTİKLAL MADALYASI SAHİBİ ANKARALI HAYMANALI
KARAKEDİKLİ MUSTAFA BEY.
MUSTAFA KEMAL ANKARAYA GELİRKEN ONU KARŞILAYAN ATLI SEYMENLERİN ARASINDA OLAN SAKARYA SAVAŞINDA ORDUNUN CEPHANESİNİ İKMALİNİ SAĞLAYAN KÖYÜNDE CAMİSİNDE EVLERİNDE SAHRA HASTANELERİ KURAN. SAVAŞ SONRASI DONANMA CEMİYETİNE EN BÜYÜK MADDİ YARDIM YAPAN GANİ GÖNÜLLÜ ANKARALI.SAVAŞ SIRASINDA ORDUYA 500 KOYUN 25 DEVE BAĞIŞLAYAN MİLLET VEKİLİĞİ TEKLİFİNİ KABUL ETMEYEN
SEYMEN RUHLU ANKARALI .Mekanın Cennet olsun.
HALUK BALABAN.

 ATATÜRK ANKARAYA GELİRKEN.

HACETTEPELİ HALİL EFENİN OĞLU HALAŞLILI MEHMET AGA.
MUSTAFA KEMAL 27 ARALIKTA ANKARAYA GELİRKEN KARDEŞİ İLE HAYMANALI GÖLBAŞILI 100 ATLI SEYMENİN ARASINDA ATASINI KARŞILAYAN.ONUNCU YIL TÖRENLERİNDE 400 ATLI SEYMENİN ARASINDA OLAN MEHMET AGA.İSTİKLAL SAVAŞINDA BİNLERCE KOYUN VE DEVESİNİ ORDUYA VEREN 1929 YILINDA İSVİÇRELİ BİR MİMARA ÇİZDİRDİĞİ VE ÖZEL YAPTIRDIĞI KONAKTA SU ELEKTRİK BULUNAN MUHTEŞEM KONAK SAHİBİ.
VARINI YOĞUNU TÜRK ORDUSU VE ATATÜRKÜN EMRİNE VEREN
MÜSTESNA ANKARALI Onu ve Sülalesini Rahmet ve minnetle anıyorum
HALUK BALABAN.

19 Aralık 2021 Pazar

 HACETTEPE CAMİİ. (Dua Tepe Camii )


Hacettepe Üniversitesinin Kurtuluş girişindeki cami, batıya doğru yükselen bir yamaca yapılmıştır. Dikdörtgen planlı, kerpiç duvarlı yapının doğusundaki son cemaat yerinin altında bodrumu vardır. Caminin duvarları, taş temel üstüne, ahşap hatıllı, kerpiç örgüdür. Caminin duvarları içte ve dışta sıva kaplıdır. Alaturka kiremit kaplı çatının kuzeydoğu köşesinde ahşap minaresi yükselir. Batı cephenin altta pahlanan iki köşesinde üstte mukarnasla dikdörtgene geçilmiştir. Doğudaki son cemaat yeri pencerelerle dışa açılır. Sonradan kapatılan son cemaat yerinde de bir alçı mihrap vardır.
Harim kısmı kuzeye üç, güneye iki üst, son cemaat yerine iki alt, batıya iki alt ve iki üst pencere ile açılır. Dikdörtgen şekilli pencerelerin altta iç kısımda ahşap kanatları vardır. Merdivenlerle çıkılan son cemaat yerindeki yuvarlak kemerli bir kapı ile harimin kuzey doğu köşesine girilir. Boyuna dikdörtgen planlı harimin kuzeyinde balkon şeklinde çıkıntısı olan ahşap mahfeli yer alır. Tavanı sadedir. Minberi yenidir. Duvarlarda

dolaplar görülür.



Alçı mihrap, caminin ilk yapılışına ait olmalıdır. Mihrabın dört kenarlı nişinin üstü mukarnaslı kavsara ile bitmektedir. Niş içi, geometrik süslemelidir. Kavsaranın altında iki sıra yazı kuşağı bulunmaktadır. Zar başlıklı sütunceler, niş kenarlarını sınırlamaktadır. Kavsaranın iki yanındaki köşelikler, yıldız motifleriyle süslüdür. Nişin çevresini dolaşan üç sıra silmeden kenardaki dışa taşkındır. Yazı ile süslü bu silmeden sonra içi rozetlerle süslü altıgen sırası, en içteki geniş olanı geometrik geçmelerle süslüdür. Üstteki yazı panosunu çiçekli bir silme sınırlar.

Caminin kapısındaki dört satırlık kitabe :
1- Hamdü lillâh bu mekanın eser-i ebniyesi
2- Oldu bu nail Lütfi kuluna mevhibesi
3- Hüsn-i ta'mire muvaffak olucak tarihi
4- Oldu târîh bû münâcâtı Hâcet depesi.

Kitabedeki ebcet hesabından, caminin 1004/1595-96 yılında, Lütfi isimli bir hayırsever tarafından onarımının yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Vakfiyesi bilinmeyen camii, mihrabına göre XV-XVI. yüzyıllara tarihlemek uygun olacaktır. Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1985 yılında onarılan cami ibadete açıktır
Cami Hacettepe Semtinin en eski Camilerindendir 1935 yılına kadar Bu mahallein adı Dua Tepe Mahallesi olarak gelmiş Osmanlı Rus harbi sırasında Erzurumdan ankaraya göç edenlerin bu Mahalleye iskânı sonrası adı Erzurum Mahallesi olarak sonra Gündoğdu Mahallesi ve en sonda Hacettepe Mahallesi adını almış Bu tarihi Ahşap minareli cami Hacettepe Camii adını almış 2010 yılında yeniden Restore edilmiş ibadete açılmıştır .Hacettepe Üniversitesi Önkoloji Binalarının Çevresine Yapılan heyhüla Yapılar nedeni İle Cami sanki Muhasara altına alınmış .Cami Hoparlörünün sesi Kıstırılmış Türk İslam Örfüne yakışmayan Çevre düzeni İle Bina Hapsedilmiştir Bu Tarihi Caminin Önündeki sokak Küçük Kapı sokağı Olarak geçmekte idi Ve Ankaranın bu gün en ufak izi kalmamış tarihi üçüncü surlarının Bir Kapısı Erzurum Kapı diye Tarihte Anılmakta İdi. Abidinpaşanın Ankaraya yaptırdığı Tarihi çeşmelerden biride bu caminin önünde idi. Dumlupınar cadesi ile geçim sokak kavşağı Göbeğinde 4 basamakla inilen meşhur Hacettepe Çukur çeşmesi Vardı ve Tabii Kaynak suyu idi.. HALUK BALABAN. 

18 Aralık 2021 Cumartesi

 Misket ( MİSGET )

Misket, ufacık tefecik bir elma türü... Huriye de Ganizadeler'in ufakcık tefecik şipşirin kızlarının adı. Huriye, sık sık evlerinin önündeki elma ağacına tırmanır, yolu gözler; sebep, Osman Efe...
Ankara'nın sayılı efelerinden Osman, genç, yakışıklı, geniş omuzlu,burma bıyıklı... Huriye'nin gönlü bu Osman Efe'de. Osman Efe, evin önünden geçiyor; Huriye atlıyor bahçeye, tırmanıyor misket ağacına. İkisinin de yüreğinden ılık bir şeyler akıyor. Osman Efe, Huriye'yi adıyla çağırmıyor hiç, ''misket'' diyor Huriye'ye.
Yörenin ünlü ağalarından Kır Ağa, bir gün Huriye'yi su doldururken görüyor çeşme başında. Aradan bir hafta geçmeden Kır Ağa, Huriye'yi istetiyor. Babası, ''Kır Ağa, yiğit insandır, malı mülkü yerindedir'' diyerek Huriye'yi vermek ister. Annesi, Huriye'nin ağzını arar, fakat Huriye ''ölsem Kır Ağa'ya varmam'' cevabını verir.
Huriye, akşamı zor eder. Bahçeye çıkıp, Osman Efe'nin yolunu gözler. Uzaktan atını görünce, tırmanıp çıkar elma ağacına. Durumu bildirir Osman Efe'ye.
Osman Efe, çılgına döner. Kır Ağa'ya haber gönderir, ''Kendini sever, sayarım. Yiğit kişi bellerim. Yolumdan çekilsin. Sonu iyi olmaz'' der. Haberi Osman Efe'den Kır Ağa'ya götürenler, bire bin katarak anlatırlar ''Osman diyor ki, Kır Ağa kim oluyor da benim yavuklumu alacak. Leşini sararım'' diye...
Kır Ağa, ''Demek dünkü çocuk bize meydan okuyor. Kendine güveniyorsa karşıma çıksın'' diye Osman Efe'ye haber gönderir. Tabii haberi götürenler Osman Efe'ye de bire bin katarak anlatıyorlar. Osman Efe Kır Ağa'ya, Kır Ağa Osman Efe'ye kinlenir. Sonunda kıran kırana kavga etmeye, sağ kalanın Huriye'yi yani Misket'i almasına karar veriyorlar.
Belirlenen gün ve yerde karşılaşıyorlar. Bıçaklar çekiliyor. Huriye ise durumu merakla bekliyor. Çıkmış elma ağacı üstüne, yoları gözlüyor. Bir yandan da Osman Efe için dua ediyor. Osman Efe ise Kır Ağa karşısında aslanlar gibi dövüşüyor. Kır Ağa birden duruyor. ''Benimle böylesine boy ölçüşen yiğide, ben kıyamam. Koç olacak kuzuya bıçak çekemem. Vur bıçağını bağrıma. Misket senin olsun'' diyor. Osman Efe önce şaşırıyor, sonra oda bıçağını yere atıyor ve koşup ellerine sarılıyor Kır Ağa'nın.
Kadın-kız da yollara dökülmüş uzaktan görünen kalabalığı bekliyor. Misket ise çıktığı elma ağacında duramıyor heyecandan. Daldan dala geçip, gelenleri seçmeye çalışıyor. Derken kalabalık yaklaşır, önde Kır Ağa, arkasında kalabalık. Gözleri Osman'ın arıyor, göremiyor. Birden başı dönüyor, gözleri kararıyor, tepe üstü ağaçtan aşağı düşerek cansız yere yığılıyor.
Çok geçmeden kalabalık elma ağacına ulaşınca, bir feryattır kopuyor. Osman Efe, sığmıyor oralara. Kadınlar kızlar perişan. Misket kızın yani Huriye'nin hikayesi dilden dile dolaşıp türkü oluyor.
MİSKET.
CAMİNİN EZAN VAKTİ.
İÇİNİN DÜZEN VAKTİ.
BEN MİSKETİ KAYBETTİM
SON BAHAR GAZEL VAKTİ.
Güvercinim Uyur mu.çağırsam Uyanır mı.Misket orda ben burada.buna can dayanır mı.
A benim Bahtı Yarim Gönlümün Tahtı Yarim.Başımın Tacı Yarim.eller bana acımaz sen bari acı Yarim.
DENİZ SUSUZ OLURMU.DİBİ KUMSUZ OLURMU.
BEN MİSKETİ KAYBETTİM O YAR BENSİZ OLURMU.
MİSKET DÜZENİ adı ile çalınan Bu Güzel Ankara Türküsü.Edirne den Karsa kadar .Sinop tan.Antalya ya kadar.
Tüm Yurdumun Her yöresinde Düğünlerin Toyların :Eğlencelerin Baş Tacı Olan aslında Bir dramın öyküsüdür.
A.Haluk Balaban.
2011 yılında Yayınlamıştım ve TRT de 6 da ( Şeş de ) Kürtçe Anlatımı ve
Ankara Kulübü seymenleri ile MAVİ GÖL de Çekimlerini Yaptığımız bu Güzel Öykümüz ve çekim Tarihe Mal oldu ...
Uzun Yıllar öncede Hürriyet Gazetesinde NURAY AKIN VE HİKMET KUTLU ikilisinin Baş rolde olduğu Resimli tefrikasının Metnini hazırlamıştım ..İstek üzerine Tekrar yayınlıyorum.
Fotoğraf açıklaması yok.

12 Aralık 2021 Pazar


 ANKARA DA SU DEĞİRMENLERİ.

1550 Yılında Ankara nüfusu 90 bin üzerinde idi 15 bin civarında ekalliyet nüfusu vardı bu insanlara ekmek un yetiştirmek için 1930 yılına kadar 315 su değirmeninin varlığı anlatılmaktadır .
Ankara Kenti Tarihte su kenti olarak Bilinen Bir kentti Anadolu'nun Bir Kentinde Kasabasında olmayan 70 in üzerinde çaya ve dereye sahipti Bu çayların üzerinde irili ufaklı onlarca su un değirmeni mevcuttu.
Hatip Çayının Üzerinde Bilinen en az 20 nin üstünde su değirmenleri mevcuttu.
Tarihin Önemli zamanlarında Bu değirmen sahipleri Belirli bir oranda öğüttüğü buğday arpa dan pay alır bu ürünüde Kasabalardaki Tüccarlara satarlardı Harp darp zamanlarında bu paylarına daha fazla ilaveler yaparak kazançlarını daha da artırılardı Bu yüzden Ankara da Kuyum.tiftik tüccarları kadar değirmen sahipleride sayılı zenginler arasında idi. Ankara Kulübü Onursal Başkanlarından Dr Bülent kalıpçının Babasıda Ankaranın en büyük gelir kaynaklı en az 3 değirmen sahibi Tahir Kalıpçı idi.
1930 yıllarına kadar İşletmeye devam eden Tahir ağanın değirmeni ve Kozmanın değirmeni en çok işlem yapan en çok para kazanan değirmenleri olmuştur Ankaraya elektrik geldikten sonrada Ankarada dizel ve elektrik motorlu değirmenler Faaliyete geçmiş bu değirmen sahipleride büyük paralar kazanmış Bunlardan Bilinen Ankara gücü spor kulübü Başkanı sabri mermutlu,Gençler Birliği spor Kulübü Başkanı İlhan cavcav Ünlü büyük Değirmen sahipleridir.ve en gelişmiş Un fabrikaları sahipleridir.
Hatip çayı üzerinde Mamak Köprüsü arkasında Ankara hastanesi Önünde ve kale altında çeşitli Su değirmenleri mevcuttu ve Dış kapı Babaharman Mevkinde de Ankara'nın Ünlü bir kişisine ait su değirmeni mevcuttu.
Ankaramızda bilinen 315 civarındaki su değirmenlerinin özelliklerini Tarihi sahiplerini Yapılış öykülerini İlerde Başka makalelerde Yayınlayacağım.
Fotoğraftaki su Değirmeni Kale altında olan son zamanlara kadar faaliyette bulunan değirmenlerden biridir.
Gönül isterki Ankara'da Bulunan 20 nin üzerindeki Üniversiteler bu konuda araştırmalar yapıp Tarihe ışık Tutmalıdır. Ve Ankara Kent Konseyine de bu görev düşmektedir.
HALUK BALABAN.
Ankara tarihi ve Kültürü araştırmacısı.
Değirmen’in altındaki Hatip Çayı biraz uzaktan akarken değirmen’in suyu yukarıdan gelip bir kanalla çatıdan içeri veriliyor. Bu teknik Anadolu’nun birçok yerinde uygulanıyordu. Dereden alınan su yavaş yavaş yükselen bir eğimli kanalla yüksek bir noktaya çıkarılıyor, oradan dikey bir şekilde aşağıya bırakılıyor ve içerideki çarkı döndürüyordu.
Kale altı su değirmeni.

6 Aralık 2021 Pazartesi

 Cemil Demirsipahi.

Kompozitör, besteci, müzikolog, şef, saz sanatçısı, araştırmacı, yazar, şair, avukat (D. 4 Ekim 1933, Beşiktaş / İstanbul – Ö. 12 Ocak 2013, Ankara). Babası Sipahizadelerden Mustafa, annesi Akıncılardan Hamide Hanım'dır. Fatma ve Nazmiye adlarında iki kardeşi vardır. Kayınbiraderi ünlü açık kalp operatörü Prof. Dr. Aydın Aytaç'tır. İlk ve orta öğretimden sonra yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1960 yılında tamamladı. Stajını devam ettirerek, Ankara Barosu Avukatı olarak mesleğini sürdürdü.
1973 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi mezuniyet sonrası Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsünde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı, 1975 yılında Akademik kadroda öğretim görevliliğine atandı. Hacettepe Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü
Müzikoloji Koordinatörlüğü; Rektörlüğe bağlı Müzikoloji Ana Sanat Dalı Başkanlığı Güzel Sanatlar Fakültesine bağlı Türk Halk Müziği ve Oyunları Başkanlığı görevlerinde bulundu..
TRT'de görev aldı. Geleneksel ve batı müziği formlarında 200'den fazla beste yaptı. Türk Halk oyunları adlı eseri Türk halk dansları konusunda en önemli kaynaklardan biri oldu. 1987 yılında Üniversitelerarası Kurul Kararı ve YÖK onayı ile öğretim üyeliğine yükseltildi. 2002 yılında emekli oldu. 12 Ocak 2013'te Ankara'da öldü, Kocatepe Camiinde kılınan cenaze namazından sonra Ankara’da toprağa verildi. Tanınmış eğitimci Şevket Süreyya ile öğretmen Cemile Aytaç'ın kızları Bilge ile evli olup, bu evlilikten Efe ve Eser adlı iki çocuğu vardır.
Bestelerinden bazıları:
Cano (Amman Güzel Yavaş Yürü) Altın Plak 13
• Yarey (Yana Yana Kül Oldum) Altın Plak
• Ana Beni Eversene, Altın Plak 3
• Şen Ola Düğün Şenola (Davullar Çift Çift Vurula) Altın Plak
• Züğürt (Nem Alacak Felek Benim) Altın Plak 3
• Oy Gizli Sır (Sevgiden Düşmüşüm Nazdan Düşmüşüm)
• Fakir Bir Şairim Amma Yüreğim Zengin A Canım. Altın Plak
• Gitti (Ağla Gönül Ağla Gelin Oldu Yar) Altın Plak
•Deliyim (Yelkeni Suya Daldırdım) Altın Plak
•Sen Yanımda Olunca
•Aşkın Aldı Benden Beni
•Yarab Bu Ne Derttir Derman Bulunmaz (İnsan Pazarı)
•Vermediler Ne Yapayım (Karşı Dağlar Duman Duman), Altın Plak
•Bir Kez Gönül Yıktın İse Kıldığın Namaz Değil
•Selam (Günah Sende Suç Da Sende). Altın Plak
•Yok Ayşe Yok Ayşe Çözen Benden Beter Olsun, Altın Plak
•Kızıma (Evimizde Çiçektin)
•Hızır Gibi Tut Elimden. Altın Plak
•Sarhoş (Giysileri Pembeden)
•Bülbül (Seher Vakti Garip Garip), Altın Plak
•Gençlik (Gönlüm de Kovalar Eskiden Beri)
•Bayrak Marşı (Ey Göklerin Kızıl ve Beyaz Süsü)
•Kara Kız (Saçların Kara Kara)
•Türkiyeme Bir Ben Dönemiyorum (Gayrı Bıktım Bu Dönüşsüz Gitmeden)
•Karagözlüm (Rüzgâr Esmeyince Dal Uyanır mı?)
•Kızlar Naz İlen Gelir
•Oho Ahmet (Keskin İdin Bıçak Gibi)
•Karanfil (Karanfilsin Kapkara)
•Kız Sevdiğin Var mı? Dedim
•Bu Dünyaya Gelmek Gitmek İçindir (Hey Ağalar Gönül Asla Tek Olmaz)
•Yarasızlar, Altın Plak, Evlendim Diye (Muhürüme Suçlu Adı Kazıdılar)
KAYNAK: Cemil Demirsipahi (muzikteizbirakanlar.wix.com, 12 Ocak 2013), Türk Folklorunun Kaybı Cemil Demirsipahi (musikidergisi.net, 12 Ocak 2013), Türkiye Yazarlar Birliği / Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2014), Cemil Demirsipahi (yunus.hacettepe.edu.tr, 10.8.2015).
HALUK BALABAN.
Ankara oyun havalarını kusursuz icra eden ve oyunların koreografisini çıkartan cemil hoca Ankara ve Ankaralı Sevgisi ile dolu bir insandı defalarca sazını ve sesini dinlediğim Cemil Hocamıza Rahmet Diliyorum.
1 Paylaşım