14 Eylül 2024 Cumartesi

 AHİLER.

Ahilik, kelime olarak, Arapça “kardeşim” anlamına gelen “Ahî” kelimesinden gelmektedir. Bunun yanında, Ahî kelimesinin Türkçe kökenli “Akı” kelimesinden geldiğini savunanlar da vardır. Akı kelimesi “eli açık, cömert, yiğit” gibi anlamlara gelmektedir.
Anadolu halkının ekonomik ve kültürel yaşamında önemli bir boyut oluşturan Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın, hoşgörünün, bilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir. Bu anlamda Ahiliğin, işçinin, çalışanın, üretenin, namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve adaletli yönetimin simgesi olduğunu söyleyebiliriz.
Ahiliğin temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz
- Ahilik, halka dönük bir kurumdur. Kendi ticaret çıkarını diğer meslektaşlarından üstün tutmayan kişi mutluluğu halka hizmet edip yararlı olmakta arar.
- Belli bir süre, bir iş basamağında kalarak olgunlaştırılan yamak-çırak-kalfa-usta hiyerarşisi kurmayı ve bu basamaklarda baba-evlat ilişkisi gibi öğreticiye candan bağlanmak suretiyle sanatı, sağlam ahlaki ve mesleki temellere oturtmayı amaçlar.
- Esnaf ve sanatkârlıkta önemli bir sorun olan üretici-tüketici çıkar ilişkilerini, birbirleriyle sürtüşmeye düşmeyecek şekilde ayarlar.
- İşe saygı ve çalışkanlık, yardımlaşma ve haksızlığın cezalandırılması da Ahilik kurumunun temel ilkeleri arasındadır.
Ahilik geleneğine göre bir ahinin
- Alnı açık olmalı,
- Eli açık, cömert, yardımsever olmalı,
- Sofrası, kapısı açık olmalı, nesi varsa misafiriyle paylaşmalıdır,
- Dilini yalandan, gıybetten, iftiradan bağlamalı,
- Gözünü ayıp aramaktan, elini haramdan bağlamalı,
- Belini bağlamalı, kimsenin namusuna göz dikmemelidir.
Böyle güzel ilkelerle var olmuş olan Ahilik kurumumuz, Osmanlılar döneminde lonca, gedik kuruluşları olarak devam etmiş; Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte de esnaf teşkilatlarımız, yasal düzenlemelerle çalışmalarına devam etmiştir. Bugün peştamal kuşanma yerine diploma verilmekte, esnafın ve çalışan kesimlerin sosyal güvenlikleri Devletimizin sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sağlanmaktadır. Esnafın ve çalışanlarının hakları Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birlikleri ve Konfederasyonlarca korunmaktadır. Ahilerin kurduğu esnaf ve sanatkâr birliklerinin koyduğu ana ilkeler, daha sonraları bu alanda hazırlanan yasaların ve tüzüklerin temelini oluşturmuştur.
Günümüzde, esnaf ve sanatkârların oluşturduğu kurumlar; Ahiliğin insana değer veren, dayanışmayı özendiren ve adaleti amaçlayan temel ilkelerinden yararlanmakta, insanlığın ortak erdemleri olan sevgi, bilgi, dostluk, adalet ve dayanışma gibi değerlere önem vermektedir.
Ankara’mızda 10 yıl süren bir ahi Cumhuriyeti Vardır 1344 ve 1354 yılları arasın da Ertana beyliğinin sona ermesi üzerine Ahilerin ve Seymenlerin Birlikteliği ile Ahi Beyi ahi Babası seçilmiştir.
Ankara da Ahi adını taşıyan 22 mescit zaviye ve medresesi mevcuttur Ankara da En büyü Ahi Mezarlığı Ahi Şerafettin Cami üstünde Kesik Baş türbesi Altında Mevcut iken Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki Tarafından Dozerlerle sürülerek Mezarlar Kaldırıldı Oto park Yapıldı Bir Ankaralının Ankara da sözde her etkinliğe katılan dernekten tek ses çıkmadı. Tarihine sahip çıkmayan idareciler makam ve takke kapma peşine düştüler. Halende Ahilik Haftasına sahip çıkılmamakta sadece Ankara sevdalısı Sayın Derici zade Faruk Bey bu konuda canı malı ile tanıtım ve mücadele vermektedir.ve Değerli Prof Dr Mehmet Tuncer Hocamız Ankara Ahileri . Ankara Hanları üzerine çok ciddi ve değerli Araştırmalar Yapmış ve Yayınlarda Bulunmaktadır.
Ankarada AHİ adını taşıyan 22 civarında Cami mescit zaviye olduğunu Belirtmiştik Ahi Şerafettin ( Aslan hane Cami ) Ahi Elvan Ahi Yakup.Ahi mamak. Ahi Mesut.Ahi Tura. Yeşil Ahi. Genegi Ahi Arap. 500 Yıl Öncesindeki Tahriri defterlerinde 25 Ahi Vakfiyesi olduğu 11 Ahi mezarlığı olduğu Kayıtlarla sabittir Bu Konulardada sayın Dr Necati Yalçın Hocamızın da araştırma yazıları önemli yayın organlarında yayınlanmıştır Hamamönün de İnönü İlk oklu arkasındaki Mahalle Tarihte Ahi Murat Mahallesi Olarak bilinmektedir.
Ahi teşkilatının Tabi bir ferdi olan Seymenler Ahi esnaflarının da bel kemiğini teşkil etmektedirler Tarihi zaman içinde. Ahi loncalarının Başlarına Mutlaka Mesleğinde başarılı Çalışkan Genç Yiğit Seymenler Yiğitbaşı olarak seçilmiş. Ahilik teşkilatına büyük hizmetleri olmuştur.
Ahilerde mesleğinde Başarılı olanın Ustası Tarafında Şed Kuşanması ile Seymenlerin Şal Kuşanması Ve Baş bağlaması Törenleri Özdeşleşmiş bir Ritüeldir. Ahilerde Meslek Kurallarının İhlalinde Papucunun dama atılması ile Seymenin Ferfene ve Çümbüş Törelerinden atılması papucunun ( Yemenisinin ) ters çevrilmesi Ritüeli özdeşleşmiş bir ananedir. Her ikisin dede ağır cezalar gerektirir yeniden eski itibarlarının kazanılması hususu. Çok zordur.
80 e yakın Esnaf ce Ahi Teşkilatının en büyük sanatkar Loncalarını Seymenler teşkil etmişlerdir Ahi Teşkilatı içine alınmayan meslek kuruluşları da mevcuttur Bunlar Kasaplar. Tellallar tellaklar. dır.yinede bu meslek erbapları Ahi babalarca takip edilmişlerdir. Ahi Babadan sonara gelen Kişilere BADEHU adı verilir Manası Ondan sonra demektir ve hemen hemen seymenlerden seçilmişlerdir Ahi Seymenlerden Bir Kısmı da Ribat denen Ahi zaviyelerinin Korunmasında vazife Yapmışlardır.
Ahi teşkilatının Kurucusu Ahi Evran Debbağlıkla yani dericikle uğran bir kimsedir Ankarada da Tiftik ticarinden sonra en büyük Hizmet ve geçim Kaynağı Dericilik olmuştur.Orta Asyan gelen atalarımızdan kalan dericilik Ankaralıların bir yaşam kaynağı olmuştur Hatip çayı kenarında yüzlerce Tabakhane ve deri iş yerleri mevcuttur Cumhuriyetin ilk dönemine kadar Yaşayan Dericilikte zamanın Ve teknolojinin Baskısına dayanamamış Yok olmaya Başlamıştır.
Bu gün ayağındaki Yemeninin hangi deriden yapıldığını ve tarihteki Ayak numaralarının adlarını Bilmeyen Çakma seymen Başları seymen Kol başları mevcuttur. Seymenliği sadece oyun figürü olarak estetik oyun Tarzı ile oynamak zannedenlerin Alayının Ciddi bir eğitimden geçmeleri gerekmektedir fakat bu eğitimi ve bilgiyi verecek Seymen Büyükleri de kalmamıştır Tarihi araştırma yapanlarda yoktur.
Ahilikle Seymenlik Ayrılmaz bir Bütündür. Ahiliğin bütün olguları Ankara da mevcutken Ahi cumhuryeti Ankarada mevcutken Sadece Kırşehirde Kutlanması bence Ankaralılar adına Üzüntü kaynağıdır Ahi evranın Timur Askerlerince Kırşehirde Öldürülmesi ve Kabrinin Orada olması Ankara da Ahi Tarihini Yok sayanlara bu kısacık makale ibret olmalıdır.
yüzyıllarca daha eskilerine, her zaman yararlanması gereken, bağrımızdan örnekler:
* Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin.
* İlim ve sanattan haberdar olmayanlar aç olur, herkese muhtaç olur.
* Gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle.
* Doğru olsan ok gibi elden atarlar seni, eğri olsan yay gibi tutarlar seni. Menzil alır doğru ok, elde kalır eğri yay.
HALUK BALABAN. Arşiv.
Fotoğraf açıklaması yok.

10 Eylül 2024 Salı

 ATAMIZI GENEL KURMAY BİNASININ OLDUĞU YERDE KARŞILAYAN SEYMEN BAŞI ÇELİK EFE.

ÇELİK İBRAHİM EFE ( İBRAHİM SOM ÇELİK )
Mustafa kemal paşa 27 aralık 1919 günü Ankara’ya gelişlerinde Dikmen sırtlarında 3000 atlı 700 yaya Seymen İle Karşılanmış Dikmen sırtlarında Seymenlerin Başında Hacettepeli KASAP YAŞAR EFE VE Bir Kısım Ankaralı zevat Karşılarken. Bu günkü Genel Kurmay Başkanlığı Önünde 27 aralık Anıtının Önün dede Bir Kısım Yaya Seymenlerce Karşılanmıştır.
Mustafa kemal paşa Bu günkü genel Kurmay önüne Yaklaşırken 1.90 Boyunda 20 yaşlarında Kaya gibi elinde palası Bir Seymen’in en önde arkasında bir gurup Seymen le Beklediğini görür . Paşanın Dikkatini çeken Bu genç seymen Dağ gibi yapısı çatık kaşları ile heykel gibi durmaktadır. Paşanın Otomobili yaklaşırken gür sesi ile Hoş geldin Paşam sesi ile Durur Göz göze gelirler Hoş Bulduk efem der Seymenler hep beraber tekbir getirir Hoş geldin Paşam diye seslenirler. Paşa İle Çelik İbrahim Efenin Karşılaşması İlk kez Burada olmuştur.
Yıllar sonra Genel kurmay Önündeki kahverengi somaki mermer Anıtın Açılışında Bulunan rahmetli Çelik efe Gözlerinden yaşlar gelerek bu anısını Anlatmış. Bu Anıtı yaptıran Ankara Belediye Başkanı sayın MURAT KARAYALÇIN ve ben hüzünle dinlemiştik.
ÇELİK İBRAHİM EFE. Ayni zamanda çok iyi bir futbolcu idi. İMALAT-I HARBİYE takımında santra haf olarakta oynamakta imiş. İmalatı harbiye Takımının sivilleştirilmesi sonrası Bir Gün Takımın sahasına gelir Takımı ziyaret etmek Takıma yeni bir Renk seçmek düşüncesindedir.
Çelik efe Ağır Bir Antreman sonrası oturmuş tahta bir sandık Üstünde sarı Ankara kavunu ve Kalecik karası Üzüm ile Bir somun ekmek yemektedir. Paşayı Gören Çelik Efe ayağa kalkar Buyur paşam der. Paşa Bir sandalyeye Oturur Ve İmalatı Harbiye Takımına yeni bir Renk Bulduk der. İmalatı harbiyenin Renkleri Kırmızı Beyaz dır İstanbul’dan Ankara’ya Gelen Ustaların ve Bu gün Tandoğan Meydanında MKE Bahçe kenarında Alt geçit virajı yanında ufak Baraklarda çalışan Ankaralı ustaların Kurduğu takımdır.Ankaranının da Gözde Futbol takımlarından olmuştur. Bu yaşanmış Olaydan Sonra Tarihi ANKARAGÜCÜ Futbol Takımının renkleri sarı Lacivert Olarak doğmuştur.
ÇELİK EFE’NİN Mustafa Kemal paşa ile İkinci Karşılaşması Bu Şekilde oluşsada Tarih Paşa İle Efeyi Tekrar Bir araya getirmiştir.
!930 Yılında Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında tarihiçi yazar ATATÜRK VE SEYMEN ALAYI Kitabı yazarı Rahmetli ENVER BEHNAN ŞAPOLYA. Ankaralı seymenlere ve Ankara Eşrafına Bir teklif Götürerek 27 aralık 1919 yılındaki Tarihi olayı Bir kere daha Canlandıralım der. Başta Yağcıoğlu Fehmi Efe. Çelik İbrahim Efe. Kavaf hakkı Efe. Hüsnüoğlu Bahri Efe.Seymen Başı Kasap yaşar efe ve diğer tanınmış seymenler. Hazırlığa Başlarlar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında aynen 27 aralık karşılaması gibi SEYMEN ALAYI Düzülür.
Mustafa Kemal paşa Kılıç Alinin Balkonundan Bu Seymen alayını izler ve Seymenleri o akşama Köşke davet eder. Davette Seymenlere O güzel Muhteşem Günü Yeniden yaşattığınız İçin Şükran duygularını dile getirir. Paşa Bu Güzel olayı Kimin düşündüğünü sorsada cevap Alamaz. Çünkü Bu olayı düşünen hazırlanmasını yapan Enver Behnan Sapolyaya haber verilmemiştir.
Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında Ankara halkı ile beraber Ankaralı Atlı ve yay seymenler de Gösterilere Katılırlar. Mustafa Kemal Paşa Ankara Kulübünün Kurulmasına amil olan Öneriyi Seymenlere ve Ankara’nın İleri gelenlerine Bir Dernek Kurulması Fikrini önerir .
Ankara Kulübünün Kurulması 1932 yılında Resmen ANKARA KULÜBÜ olarak tescil edilir Çelik Efe de 32 ankara Kulübü Kurucularının Arasında yerini Alır SEYYAH KANDEMİR ‘in ANKARA REHBERİ adı altındaki Kitabında açıkladığı Ankara’da Kurulmuş 15 Kulüp Cemiyet arasında yerini Alır. İlerde Bu Kurucuları Tarihe Mal olan Olayları Yazmak Nasip olur İnşallah.
Mustafa Kemal paşanın Bu Olaydan sonra Sık sık Köşke Çağırdığı Onlarla beraber zeybek Oynadığı Ankara Müziğini , izlediği ve Çelik Efenin Zeybek Oynayışına Hayran Kaldığı anlatılmaktadır.
Mustafa Kemal paşa İle sık sık Yolu kesişen ÇELİK EFE. Soyadı kanunu Çıktığı zamanda Onun Önerisi İle İBRAHİM SOM ÇELİK soyadını aldığı Bilinmektedir.
Ankara Kulübüne Yıllarca Hizmet eden İBRAHİM SOM ÇELİK EFE. Yine Ankara Kulübünün Çınar seymenlerinden Efsane saz Üstadı MUSTAFA KOÇ efenin de dayısıdır.
ÇELİK EFE Ankaranın tanınmış ailelerindendir . yüzlerce yıllık Köklü Bir Ankaralı Ailenin Soyundandır. Ankarada 1901 yılında doğduğu bilinmekte isede esas doğum yılı 1900 yılıdır. Ve Yine ankarada 5 haziran 1987 Yılında Vefat etmiş. Cebeci Asri Mezarlığında 556 ada 299 parselde Metfundur. Mezarını ziyaret edecek Ankaralılar Cebeci Asri mezarlığına 6 .kapıdan girmelidir.
Rahmetli İBRAHİM SOM ÇELİK EFE Çankaya Kırkpınar Sokakta Oturmakta idi Ve Çok yakın Komşusu da Ankara Kulübü Başkanlarından ATIF BENDERLİOĞLU idi zaman zaman Her ikisini de Sık sık ziyaretlerimde Ankara .Seymenlik üzerine Görüş ve Bilgilerinden yararlandım. Bu Bilgileri de İlerde yazmak nasip olur İnşallah MEKANLARI CENNET RUHLARI ŞAD OLA.
HALUK BALABAN.
Ankara Tarihi ve kültürü araştırmacısı.
Fotografta Rahmetli Atıf Benderlioğlu ve çelik efe ( Sağda )
ÖZEL BİR ANI : Genel Kurmay Önüne Ankara Büyük Şehir Başkanı MURAT KARAYALÇIN Tarafından yaptırılan 27 aralık Anıtı açılışında Rahmet Çelik efe ile birlikte olmuş Anıtın Kurdelesini bizzat Kesmişti o gün anılarını Gazetecilere anlatırken Göz yaşlarını Tutamamıştı Unutamadığım bir anı olarak belleğimde kaldı.
Tarihe Mal olan bir sözüde unutulmamalıdır.
'' SEYMENİN ATI EŞKİN OLUR, SÖZÜDE KAMASI GİBİ KESKİN OLUR .