18 Ağustos 2023 Cuma

 


CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDAKİ KORKUNÇ GERÇEK ?

ATTÜRK’ÜN ZAMANINDA 20 YILDIZ NASIL 16 YA İNDİRİLDİ….!

1923, Cumhuriyet`in ilk kurulduğu yıllardır. Mustafa Kemal Atatürk yurt dışından gelen bir devlet başkanını Türkiye'de ağırlayacaktır.

Resmi törenler için tüm hazırlıklar önceden yapılır. Türkiye'ye gelecek olan konuk devlet başkanının temsili bir flaması vardır. Fakat, T.C. Devleti yeni kurulduğu için, bizde böyle bir sembol henüz yoktu.

Bu durumu fark eden dönemin Türk yetkilileri, konuyu hemen Mustafa Kemal paşa'ya bildirirler, ve ne yapılması gerektiği konusunda Atatürk'ün emrini sorarlar.

Mustafa Kemal Atatürk aynı gün konu ile ilğili bir çalışma yapar. Ortasında güneş ve bu güneşin etrafında 20 yıldız bulunan tasarımı hazırlar. Bir gün sonra da bizzat kendisinin üzerinde çalıştığı ve tasarladığı Cumhurbaşkanlığı flamasının hazırlanması için emir subaylarına talimatını verir.

Mustafa Kemal'in Emir subayları, İstanbul'da bulunan askeri dikim evine müracaat eder. Dönemin askeri dikim evi yetkilileri, Mustafa Kemal'in tasarladığı bu flamayı yani forsu dikebilmeleri için, bunun bir ressam tarafından önceden çizilmesi gerektiğini belirtir. Hemen bir araştırma yapılır ve aranan kişi bulunur.

Arapça, Farsça ve İngilizce bilen, hat ve şiirle ilgilenen, kanun çalan, ney üfleyen, Bahriye Matbaası'nın duayen ressamı Hüseyin Hüsnü Beye müracaat edilir.

1950 yılında ölen ve bugün Kasım paşa kulaksız mezarlığında kabri bulunan soyadı kanunu çıkınca Tengüz (Deniz) soyadını alan Hüseyin Hüsnü Bey, bu çizimi yapabilmesi için yetkililerden ertesi gününe kadar bir gün müsaade ister.

Duayen ressam Hüseyin Hüsnü Bey, söylediği gibi bir gün sonra, ortasında güneş ve bu güneşin etrafında 20 yıldız bulunan tasarımı hazırlar ve dikim evi'ne gönderir.

FORSUN ANLAMI NE ?

Altın sarısı renkteki 20 ışınlı güneş ve bu güneşin çevresindeki 20 yıldızın anlamı şu;

Armanın ortasında yer alan güneş, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." sözünü destekler nitelikte sonsuzluğu ve Türkiye'yi. 20 yıldız ise, tarih boyunca kurulan 20 büyük Türk devletini sembolize eder.

BU DEVLETLERİN ADLARI NELER ?

Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Avar Kağanlığı, Hazar Kağanlığı, Uygur Kağanlığı, Karahanlı Devleti, Gazne Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Harezmşahlar Devleti, Altın Orda Devleti, Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, Safevi Devleti, Memlük Devleti, Karakoyunlular Devleti, ve Akkoyunlular devleti.

ŞİMDİ DİKKAT !

YILDIZ SAYISI 20'DEN 16'YA DÜŞÜRÜLÜYOR..

Bizzat, Mustafa Kemal Atatürk tarafından tasarlanan ve Bahriye ressamı Hüsnü Tengüz'ün çizimini yaptığı Cumhurbaşkanılğı flamasında ki güneşten çıkan ışınların ve yıldızların sayısı 1959 yılında, 20 iken, bu sayı ne hikmetse bir anda 16'ya düşürülüyor.

Hemen hatırlatalım; 1959-1960 yılları arasında Adnan Menderes dönemin başbakanı idi.

Cumhurbaşkanı ise, 1957 yılından 1960 yılına kadar Celal Bayar'dı.

PEKİ NEDEN ?

Bu korkunç gerçeği biraz sonra aşağıda detaylı bir şekilde sizlere anlatacağım. Ancak gelin isterseniz bu konuda en yetkin kişi olan, eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve aynı zamanda eski MHP Grup Başkan vekili siyasetçi Yusuf Halaçoğlu'na kulak verelim.

TARİHÇİ HALAÇOĞLU,GERÇEĞİ FARK EDİYOR..

Atatürk'ün 1922'de İzmir'e giderken üzerinde 20 yıldız olan Cumhurbaşkanlığı forsunu kullandığını belirten Yusuf Halaçoğlu, Türk Tarih Kurumu Başkanı iken bu yanlışı fark ediyor. 1959 yılından sonra fors sayısının 20'den 16'ya düşürüldüğünü belirten Halaçoğlu, bunun düzeltilmesi için hemen girişimlere başlıyor.

DEMİREL İLE GÖRÜŞÜYOR..

Halaçoğlu, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e bu konu ile ilgili özel rapor gönderiyor.

Gönderilen bu raporda, Cumhurbaşkanlığında bulunan forstaki yıldız sayısının 16'dan 20'ye çıkarılması gerektiğini belirtiyor.

Raporda ayrıca, şu devletler temsil ediliyor, şu devletler eksiktir ve şu 4 devletin de forsa girmesi gerektiğinin altına çiziyor.

Ancak, tüm çabalara rağmen Demirel'den ne yazık ki bir yanıt gelmiyor.

BİTMEDİ..

8 Aralık 2014 tarihinde, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Safavi Devleti'nin de Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alması hakkında bir kanun teklifi veriyor.

Bu kanun teklifinden de bir sonuç alınamıyor.

ŞİMDİ SIKI DURUN !

ÇIKARTILAN O DEVLETLER HANGİSİ ?

Peki, en yetkin kurum olan Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Halaçoğlu'nun bahsettiği o Türk devletleri kimler ?

HEMEN SÖYLEYELİM..

Şah İsmail'in başında olduğu, tarihte ilk Kızılbaş-Alevi devleti olan Safevi Devleti. Ve Şah İsmail'in akrabaları olan Memlük, Karakoyunlular ile Uzun Hasan'ın başında olduğu Akkoyunlular.

Bunların dördü de tarihte ilk Türk- Alevi- Kızılbaş- devletleridir.

Şimdi anladınız mı? 1959 yılında, neden bu 4 Alevi-Kızılbaş-Türk devletinin Cumhurbaşkanlığı flamasından çıkarıldığını...

BU TARİHİ BİR KATLİAMDIR...

Yöneticisinden komutanına, askerinden ahalisine kadar soyu, sopu Türk olan Safeviler ve diğer 3 devlet ne yazık ki sırf -Alevi -Şii – Kızılbaş olduklarından dolayı Türk tarihindeki haklı yerlerinden çıkartılıyor.

Dahada ileri gidersek, bu devletler yok sayılmakla beraber, Cumhurbaşkanlığı Forsunu meydana getiren 16 yıldızdan biri olmayı dahi layık görülmüyor.

DİLLERİ TÜRKÇE...

Safevilerde resmi yazışmalarda dil Türkçedir. Safevi sarayının Türk kenti Tebriz’den, Fars kenti İsfahan’a taşınmasından sonra dahi resmi dili Türkçedir.

Farslaşmış, Fars-İran-Arap kültürünün ve dillerinin Türk Kültüründen daha çok yer aldığı büyük selçuklu yer alırken, halkı Hindu olan babürler yer alırken, halkı Türk, ordusu Türk, töresi Türk ve öz be öz Türk olan Safavi ve diğer devletler, sırf Alevi inancında oldukları için, 1959 yılında Cumhurbaşkanlığı forsundan ne yazık ki çıkartılıyor.

Bu göz göre göre tarihi bir katliamdır.

ŞAH İSMAİL'İ KISACA TANIYALIM

Şah İsmail, Türk tarihinin yetiştirdiği en önemli hükümdarlardan biridir. Şah İsmail, Safevî Taɾikatı'nın lideɾi ve Safevi Devleti'nin kuɾucusu ve ilk hükümdaɾıdır.

Azeɾbaycan Tüɾkçesi ilk defa devlet dili olaɾak Şah İsmail'in kuɾduğu Safevî Devletinde kullanılmıştıɾ.

Şah İsmail, 17 Temmuz 1487 taɾihinde Eɾdebil şehɾinde Safevî Taɾikatı'nın şeyh ailesinin çocuğu olaɾak dünyaya geldi. İsmail'in babası Şeyh Haydaɾ, dedesi ise Şeyh Cüneyd'diɾ. İsmail'in annesi Alemşah Halime Begüm, Akkoyunlu hükümdaɾı Uzun Hasan'nın kızıdıɾ.

Şah İsmail, (Hatai) mahlasıyla birçok şiirler yazdı. Sanatçı kişiliği ςok zor koşullar altında geςen çocukluğu sırasında oluştu. Aruz ve heceyle yazdığı şiirler Azerbaycan edebiyatının Nesimi ve Fuzuli arasındaki döneminin en güςlü temsilcisidir.

Özellikle heceyle yazdığı şiirler Anadolu'da gelişen tekke edebiyatını büyük ölςüde etkilemiş, Alevi-Bektaşi edebiyatının en güzel örneklerini sunar.

Türkiye'de ve dünya'da Şah İsmail'i seven milyonlarca insan var. Safavi Devletini Cumhurbaşkanlığı forsundan kaldırsalar da, bizim gönlümüzde Şah İsmail'in her zaman ayrı bir yeri vardır. Bu sevgi, dünya var oldukça devam edecektir.

BAYRAĞI'DA VARDI..

Öz be öz Türk olan Şah İsmail'in kurduğu bu devletin o tarihte kendine ait bir bayrağı da vardı.

Bilmeyenler için yazıyorum. Büyük bir gururla 10 yıldır kullandığım, benim şuan ki facebook'da bulunan kapak resmi atalarımın yani, Safavi Devletinin bayrağıdır.

Selam olsun, o güzel Şah'a... selam olsun onu seven milyonlarca yürekli, cesur ve yiğit insanlara..

SON SÖZ :

Ulu önderimiz ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bizzat kendisinin hazırladığı ve 1959 yılında bayraktan çıkartılan, 20 yıldızlı Cumhurbaşkanlığı forsunun eski haline dönmesini arzu ediyor, son sözü ben değil, ulu pirimiz Şah İsmail (HATAYİ) ye bırakıyorum.

Sufi mezhebimin nesin sorarsın

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

Gözlüye gizli yok ya sen ne dersin

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Eğnimize kırmızılar giyeriz

Halimizce her manadan duyarız

Katarda İmam Cafer'e uyarız

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Her kimin ki çerağını Hak yakar

Mümin olanları katara çeker

Aslımız On İki İmama çıkar

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Biz tüccar değiliz alıp satmayız

Erkan gözetiriz yoldan sapmayız

Gönlümüz ganidir kibir tutmayız

Biz Muhammed Ali Diyenlerdeniz

 

Muhammed Ali'dir kırkların başı

Uralım Yezid'e laneti taşı

Hünkar Hacı Bektaş Veli'dir eşi

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Baharda açılır gonca gülümüz

Ol dergaha doğru gider yolumuz

On İki İmam ismin okur dilimiz

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Şah Hatayi'm eydür Muhammed Ali

Onlardan öğrendik erkanı yolu

Ali Muhammed'dir Muhammed Ali

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Şah İsmail (Şah Hatayi )

 

Araştırma ve inceleme : Aliseydi KARAGÖZ / ANTALYA

 

HALUK BALABAN  Arşiv.

Kaynak kişi ;  HASAN CİCİOĞLU,

Netkent Kuzey Kıbrıs Araştırma ve Bilim Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi ana bilim dalı başkanı. Ankara Kulübü Üyesi, Çınar Seymen.

Not ; yazılamayan ve saklanan gerçekler bir gün ortaya çıkacak.

13 Ağustos 2023 Pazar

 HAMAMÖNÜ Kamil Paşa Konağı Restorasyon sonrası.

HAMAMÖNÜ KAMİL PAŞA KONAĞI ( öğretmen oğlu konağı )
Ankara Vali vekili Merkez Komutanı kamil Paşaya ait bu konak sonraları İlk Büyük Millet Meclisi zabıt Katiplerinden Zeki Öğretmen oğlu ailesine geçmiş ailenin İstanbul'a göç etmesinden sonra altında dükkanı olan Ankaralı Mehmet Emin Haksever efendi ikamet etmeye başlamış altındaki dükkanda bakkallık yapmıştır adı ile örtüşen Emin efendi Ankaralılar Adına vekil olarak çok kimsenin Hac farızasını yerine getirmiş.Bilgili Görgülü Bir Müslüman olarak 101 yaşına kadar yaşamış vefatından sonra Kasap Enes efendi Bu konakta Oturmaya başlamıştır.Bakımsızlık yüzünden Harap olan bu konak Belediye tarafından Maili İnhidam Kararı alınarak yıkılmıştır yerine restitüye Planları ve projelerine uygun olarak Yeniden İnşa edilmiş Hamamönünde yegane Konaktır Bu Fotograf 1955 yılına aittir önünde ki yeşil alanda iki kadına ait muhteşem konak varmış Birisi Türk diğeri ermeni Hatun İkiside Bila velet Vefat etmiş arazi Belediyeye kalmıştır 1959 yılında buraya 32 dükkanlık Arasta ( Çarşı ) .yapıldı 47 yıl sonra Kaçak yapı diye Veysel Tiryaki Yarafından Kanunsuzca yıktırıldı üstelikte arazi Mülkiyeti Hacettepe Üniversitesine geçmişken.Bu Konağın Restitiye planlarına uygun yapılmasının sebebi eski sahipleri tarafından denetlenmesi ve bilgilendirilmesidir.Gönül isterdiki Hamamönü ÇAKMA KONAKLARLA değil yaşayan ve yaşatılan ankara olarak yeniden yapılandırılması idi.Tarihe Bırakacağım Belge ve Bilgiler bu Haramilerden Bir gün hesap sormaya destek olacaktır.
HALUK BALABAN.
Bir yazı görseli olabilir



 HAMAMÖNÜ Kamil Paşa = Öğretmenoğlu Konağı.

Birinci Meclis’te Zabıt Müdürü olarak görev yapan Osman Zeki Öğretmenoğlu’nun da bir süre yaşadığı ’Kamil Paşa Konağı’, Hamamönü restorasyon çalışması kapsamında gerçeğinin aynısı olarak, aynı arazi üzerinde tekrar inşa edildi.
TBMM’nin 1920’de açılmasıyla Zabıt Müdürü olan Osman Zeki Öğretmenoğlu ve ailesinin yaşadığı konak, yıkılana kadar paşa, kumandan ve binbaşı gibi önemli konukları ağırladı.
19. yüzyılın sonlarına doğru Mavağa (Mavi Ağa) tarafından inşa edilen konak, daha sonra Ankara Merkez Kumandanı Kamil Paşa’ya satıldı. Paşa ve ailesi, bir süre burada yaşadı. 1918’de İngilizler, Suriye’yi işgal etti ve Suriye’deki Osmanlı ordusu dağıldı. Kamil Paşa da tam bu sıralarda hayatını kaybedince, küçük kardeşi Halep Redif Taburu Kumandanı Binbaşı Hüseyin Rüştü Bey ve ailesi bu eve yerleşti. 1920’lere kadar Hüseyin Rüştü Bey ve ailesinin yaşadığı konak, daha sonra Rüştü Bey’in büyük oğlu Osman Zeki Öğretmenoğlu’na geçti. Öğretmenoğlu ve ailesi, 1969 yılına kadar Kamil Paşa Konağı’nda yaşamlarını sürdürdü.
1969 yılına kadar ailenin yaşamlarını sürdürdüğü konak, Osman Zeki Öğretmenoğlu’na şansı da beraberinde getirdi. Ankara Lisesi’nde coğrafya öğretmeni olarak görev yapan Osman Zeki Bey’in hayatı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla farklı bir yola girdi. Mecliste zabıt müdürü olarak görev yapmaya başlayan Osman Zeki Öğretmenoğlu, 1925’te evlendi. Rabia Hanım’la hayatını birleştiren Öğretmenoğlu’nun Nejdet ve Kübra adında iki çocuğu oldu.
Paşalardan kumandanlara kadar önemli isimlerin evi olan Kamil Paşa Konağı, 1969’a kadar Öğretmenoğlu ailesini ağırladı. 1969’da ailenin başka bir eve yerleşmesiyle boşalan konak, ancak 1980’lere kadar ayakta kalabildi. 80’li yıllarda yıkılan konak, Altındağ Belediyesi’nin titiz çalışmasıyla birebir aynısı olarak yeniden inşa edildi. Evin içinden ve dışından fotoğraflar elde eden belediye, Osman Zeki Bey’in kızı Kübra Hanım’a da ulaşmayı başardı. Şimdi 80 yaşında olan ve İstanbul’da yaşayan Kübra Hanım, evin içi ve dışı ile ilgili çeşitli bilgiler ve fotoğraflar verdi. Mimarların anlatılanlar ışığında yeniden çizdiği konak, eskisinin birebir aynısı oldu. Bir zamanlar yaşadığı konağın yeni halini görmek için İstanbul’dan gelen Kübra Hanım, konağın, kendi yaşadığı evle birebir aynı olduğunu söyleyerek Altındağ Belediyesi’ne teşekkür etti
Hamamönünde Restorasyonu düzgün yapılan Tek konak Kamilpaşa konağıdır evet Altındağ belediyesini ve uzmanlarını bilgisiz İlgisiz olarak ilan ediyorum bu Mahallede yaşamış olan ve en az 300 yıllık Bir soy geçmişine dayanan kişi olarak her taşı her evi her yaşayanı hakkında acizane bilgim var. Ankaralı olupta Gerçeklerden haberi olmayanları doğruları beyan etmeyenleride Kınadığımı belirtiyorum. Kültürel Miras Bu kadar Yok edilmemeli idi. Saygılarımla.
HALUK BALABAN.
Not : Bu Konağı Yaptıran MAVİAĞA Erzurum sokakta İkinci Rus Seferathanesi Olarak Kullanılan 40 odalı Mavalar Konağınıda yaptırmıştır Oğluda Kızılay Genel Başkanı olmuş ve Ankara Kulübü Başkanlarından Doktor MAHİR MAVİOĞLUDUR.
Ruhları Şad olsun. Bu konak 1955 yılı Fotografıdır.
Bir 2 kişi görseli olabilir



8 Ağustos 2023 Salı

 

ANKARA KULÜBÜ BAŞKANLARI.

1947 –DR  KAZIM MIHÇOĞLU ( Orman gnl md )

1948-İBRAHİM TALAT VASFİ ÖZ, ( TIP Doktoru .Ankara M.Vekli. )

1949- DR AHMET KAZIM MIHÇIOĞLU,( Orman gnl Md. )

1951- FUAT BÖREKÇİ. ( Ankara M.vekili. )

1952- M.MÜEYYED BEKMAN, ( Ankara Radyosu Md .Tarih Öğretmeni ) KEMAL GÖKTAN. ( Emekli jandarma sb İstiklal Madalyalı Gazi .Ankara Hapishane Müdürü.

 1953- DR .MAHİR MAVİOĞLU  ( Kızılay Bşk )

1956- DR AHMET KAZIM MIHÇIOĞLU.

1959-TALAT VASFİ ÖZ. ( Tıp Doktoru .Ankara M.vekli. )

1962-DR SAMİ BAĞLUM ( Hıfzıssıhha Bşk )

1963- Dr AHMET KAZIM MIHÇIOĞLU, ( Orman Gnl Md. )

1964- AV.MUAMMER AKPINAR. İHSAN İNAN  ( avukat )

1965- AV.ATIF BENDERLİOĞLU, ( Milli Eğitim Bakanı .Eski Ankara Bld Bşk. )

1967- DR AHMET KAZIM MIHÇIOĞLU, gnl md ( Orman yüksek mühendisi )

1968- AV ATIF BENDERLİOĞLU. ( Ankara senatörü. Devlet Bakanı )

1974- AV.OSMAN NURİ KALECİK.

1977- ATO BŞK. NECDET ESEN  ( Maliyeci )

1979-ATO BŞK AHMET ÇAVUŞOĞLU. ( İş insanı )

1980- İŞ İNSANI  CEMAL OKUR ( Hacettepe spor Bşk )

1985- AV İHSAN İNAN.

1988- İŞ İNSANI. İBRAHİM HAKKI ELMADAĞLI .

1989- DR BÜLENT KALIPÇI. ( Tıp Doktoru )

1996- ABDURRAHMAN OĞULTÜRK ( Yenimahalle Bld Bşk )

1997-  İBRAHİM MELİH GÖKÇEK ( Ankara B.Şehir Bld Bşk )

2000- DR BÜLENT KALIPÇI. ( Tıo Doktoru )

2012-DR METİN ÖZASLAN  ( Sosyolog.Planlamacı )

Ankara kulübünün 1947 Yılından Bu güne Kadar  Başkanlığını yapan  Değerli zatların  Tarihi sırası ile adlarını yazdım  1932 yılından 1947 yılına kadar büyük titizlikle Ankara kulübünün kuruluşuna destek olan ve hizmet eden Rahmetli  Büyüklerimizin de   adları ve meslekleri de arşivimde .onlarıda Torunlarıma değerli bir belge olarak bırakacağım.

HALUK BALABAN.

Not : 1980- 1985 yılları arasında Ben Haluk Balaban Ankara Kulübü 2. Başkanı olaraj görev yaptım.


5 Ağustos 2023 Cumartesi

 AŞARA = AŞÜRE Günü ÖYKÜSÜ….!

Kimine Göre Bolluğun Bereketin sembol Günü. Kimine Göre Nuh Tufanın’ı sonrası Gemide Bulunan Tüm Kişilere Geminin Tufandan sonra karaya Oturması sonrası Kurtuluş sembolü gemide kalan son yiyeceklerden yapılan Kurtuluş Çorbası.
Kimine Göre. Yusuf Peygamberin atıldığı Kör Kuyudan Kurtuluşu onuruna Hazırlanmış bereketin sembolü Çorbaya. Ve yine Bir çok Rivayetlere göre. Anlatılanlar.
Aşara Arapça da 10 demektir Tarihi Kayıtları İncelersek 10 Muharem Günü Miladi 680 Yılında Ker bela da 72 Şehit in Matem Günüdür.KERBELÂ ,AŞARA GÜNÜ , Yezide Biat etmemek İçin 314 evlad-ı ayali ve dostları ile Irak’a göç etmeye Çalışan Peygamber efendimizin Torunu Hz Hüseyin. Suya Hasret yok edilmelerinin günüdür. Yezidin Acımasız dayatması ile Bana Biat et Tüm sevdiklerinle seni af edeyim canını Bağışlayım sözüne Ben Peygamber Torunuyum Allahtan Başkasının emirleri dışında Kimseye Biat etmem Peygamberin Buyruğu dışına çıkmam Ben sana Biat edersem Tüm Müslümanlarda Zulme Boyun eğer der. Mekke’den Çıktıktan sonra Muharrem ayının 2. Günü Küfeye 100 km mesafede Ker belaya varılır. Etrafları 1000 ( süfyani ) yezidin askeri ile çevrilir Bir kez daha Yezide Biat etmesi şartı öne sürülür Kabul etmez yezidin Komutanı.ÜBEYDİLLAH İBNİ ZİYAT yeniden binlerce asker gönderir. Bu Askerlerin Başında ŞİMİR isimli Bir komutan Vardır….!
ŞİMİR KİMDİR ? 18 yıl önce Hz Ali ile Yezidin Babası Muaviye'ye Karşı savaşan ve bu savaş da sağ Gözünü kaybeden Hz Ali’nin Komutanlarındandır….! ( Miladi 656 yılında )
HZ Hüseyin Şimire Babasından dolayı Müsaade edin sadece ben Yezid ile Görüşeyim der Müsaade etmezler peki Müsaade Edin Nehrin Ötesine geçeyim der Biraz Ötede Fırat Nehri Güldür güldür akar sesi Kerbeladan duyulurken ne Nehri geçmesine nede Kırbalarına Bir gram su alınmasına müsaade etmezler. ALİ AŞKÂR suya hasret Kundaktaki Bebek, Evlad-ı Zehra suya Hasrettir 50 derecenin Üstünde Peygam ber efendimiz SA. Hz Muhammet efedimizin ( Bende Hüseyindenim dediği ) torunu 314 kişi suya hasret etrafları Binlerce Yezid Askeri ile çevrili bekletilmektedir İlla Hz Hüseyinin Biat etmesi istenmektedir 9 .Günde Tüm Kafile suya hasret bırakılmaktadır. Ve israrla Hüseyinden Biat beklenmektedir.. Hz HÜSEYİN ( KİTABIN VE SÜNNETİN VARİSİYİM ,ALEME RAHMET NEBİNİN EVLADIYIM ,HATİCETÜL KUBRANIN GÖNÜL MEYVESİYİM ) der Ben Biat edersem DİN BİTER. Der Tevafuka bakın ki 9 Muharrem Perşembe günüdür 2023 yılı da 9 muharrem Perşembe günüdür.
ŞİMİR Biat etmeyen Hz Hüseyin ve etrafına son olarak Biat edenler eman dileyenlerin af olunacağını Bildirir Bunu üzerine 314 kişilik kafileden 92 kişi kalır diğerleri biat eder yezitten canını kurtarır Kerbeldan ayrılır. Kalan 92 kişiye Hitabende Hz Hüseyin ÜSTÜNDE KUL HAKKI OLAN kafileden ayrılsın der ve sözlerine açıklık getirir. ( Komşusundan Bir kazan alıpta vermeyen. Arkadaşı Hakkında haksız Gıybet yapan. Beytül mala zarar everen. Devlete vergisini vermeyen , ailesine zulmeden 9 Muharrem gecesi ayrılsın der 20 kişi göz yaşları ile ağlaya ağlaya Kafileden ayrılır . 10 Muharrem sabahı Binlerce Yezit askeri Peygamber efendimizin Göz Nuru Torunu Hüseyin'e saldırır Günlerce susuz kalmış bitap 72 gerçek Sahabeye saldırı Hepsini Kılıçtan geçirir sadece 30 Müslüman kadın esir alınır içlerinde Tek Peygamber Torunu SEYYİDE ZEYNEP vardır bir de Zeynel Abidin .
Hz Hüseyin 30 dan fazla Ok ile vurulur Kolları kesilir Başı Kesilir Bir sepete Konur. Zeynel Abidin Tek Kurtulan erkektir oda savaş sırasında kımıldayamayacak kadar hasta ve bitap düşmüştür. Onunda Bir devenin arkasına bağlanan zincirlenmiş vaziyette sürükleyerek Yezidin huzuruna Götürürler.
Yezid Mağrur Gururlu Allah beni seviyor ki Bu savaşta beni Muzaffer eyledi der Huzuruna sepetler içinde getirilen Kesik başları dizdirdi onların dudaklarına elindeki uzun sopalarla vurarak Bakın Ben sizlerden üstünüm diye seslendi. Hz Hüseyin’in Kesik Başı 6 yaşındaki Kızı RUGAYDE= RUKİYE nin kucağına veridi. Babasının Kesik Başına sarılan Kızı Babam canın acıyor mu dedi ve Ruhunu teslim etti.
SEYİDE ZEYNEP den de Biat etmesi İstendi O da biat etmedi.
Zalim Yezit Mekke’yi Mancınıklarla taşa Tuttu 3 gün Tüm mekkeyi Yağmalattı Uhut ve Hendek Savaşlarından sağ Kalan Tüm gazileri Şehit etti Kılıçtan geçirdi. Tüm Mekke’nin Malı Mülkü kadınları Ordumundur dedi. Mekkeli Kadınların ırzına geçildi. Bu olayda 900 çocuk doğdu. Zalim Yezit Kâbe’nin İşgalin üçüncü Gecesi Öldü…..! Yerine Oğlu Halife Olarak geçirildi. Oda EY MÜSLÜMANLAR BU GÜNAH HEPİMİZE YETER dedi Görevi Kabul etmiyorum dedi . MERVAN BİN HAKEM Tarafından öldürüldü. Yerine 17 yaşında Küçük Muaviye geçti.
KABEY-İ MUZZAMA Osmanlının eline geçtiğinden buyana 4156 SÜRRE ALAYI düzenlendi ve 4156 sürre defteri tutuldu Kâbe’nin Korunması Bakımı Onarımı Yönetimi temizliği için Binlerce Osmanlı altını ve Binlerce insan Görevlendirildi Kâbe’yi Korumak için ECYAD KALESİ yapıldı. Kabe örtüsü Bile İstanbul’dan Gönderildi. Petrol çıktıktan sonra Arap Milleti Osmanlıyı yok saydı.
AŞARA = AŞÜRE nin 10 muharrem gününün çok kısa öyküsünü sizler Osmanlı arşivlerinden derlenen notlarla aktarmaya çalıştım Yezidin !0 Muharremi Unutturmak ve Kutlamak İçin Aşüre dağıttığı anlatılmaktadır. Her Hangi bir Niyetle dağıtılırsa dağıtılsın AŞÜRE Yurdumuzda Bolluğu bereketi İnsanların Bir birlerine Muhabbetti için dua ile pişirilip dağıtılmaktadır
BİRLİĞİMİZ BERABERLİĞİMİZ DAİM OLSUN.
Ben Torunlarımın adını . ZEYNEL EFE. VE ZEYNEP ECE olarak Kulaklarına ezan okudum Cümlenin evladı Torunu Hayırlı vatan sevgisi ile yetişsin.
HALUK BALABAN.
@herkes.
Bir meyve ve yulaf görseli olabilir